Tezin Türü: Yüksek Lisans
Tezin Yürütüldüğü Kurum: Erciyes Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, --, Türkiye
Tezin Onay Tarihi: 2021
Tezin Dili: Türkçe
Öğrenci: Gülşen Ünal
Danışman: Zeynep Türe Yüce
Özet:
Coronavirus disease 2019
(COVİD-19) etkeni olan SARS CoV-2 Mart 2020’de yeni bir pandemi etkeni olarak kabul
edilmiştir.Hastalığın hızlı yayılması, geniş kitleleri etkilemesi, yüksek
oranda hastane ve yoğun bakım yatışı gerektirmesi nedeniyle bu pandemide yoğun
bakımların yönetimi ve yoğun bakımda hasta takibi ciddi önem taşımaktadır.
Nozokomiyal enfeksiyonlar,
hastanede kalış süresini uzatan ve ek tedavi maliyetlerini arttıran morbidite
ve mortalitesi yüksek enfeksiyonlardır. Yoğun bakım üniteleri, hastane geneline
göre invaziv girişimlerin daha sık uygulandığı dirençli mikroorganizmaların
daha çok izole edildiği birimlerdir. Bu
çalışmada Mart 2020 ile Haziran 2021 tarihleri arasında COVİD yoğun bakım
ünitesi (YBÜ)’nde COVİD-19 tanısı ile takip edilen hastalarda gelişen
nozokomiyal enfeksiyonların retrospektif olarak incelenmesi amaçlandı.
Bu çalışma Erciyes
Üniversitesihastane otomasyon sistemi bilgileri kullanılarak retrospektif
olarak yapıldı. COVİD YBÜ’ de takip edilen hastalar vaka; Anestezi YBÜ’ de
takip edilen hastalar kontrol grubu olarak belirlendi. Hastaların demografik
verileri, komorbiditeleri, immünsupresyon varlığı, mekanik ventilatör ihtiyacı,
santral, üretral kateter ve diğer invaziv işlemlerin varlığı, başvuru ve
takipteki laboratuvar parametreleri, hastaların takibinde gelişen nozokomiyal
enfeksiyonlar, izole edilen mikroorganizmalar, antibiyotik tedavileri ve
mortalite oranları kaydedildi. Vaka ve kontrol grubu arasında nozokomiyal
enfeksiyon açısından farklılık olup olmadığı karşılaştırıldı. COVİD-YBÜ’ de
takip edilen hastalarda nozokomiyal enfeksiyon gelişimi açısından risk
faktörleri belirlendi. Çoklu lojistik regresyon analizinde, vaka ve kontrol
grubu arasında anlamlı olarak fark bulunan parametreler risk faktörü olarak
kabul edildi.
Çalışmaya 90 anestezi YBÜ’den ve
84 covid YBÜ’den olmak üzere 174 hasta dahil edildi.Hastaların yaş
ortancası66,5 (21-92) ve erkek hasta oranı %56,9’du. Anestezi YBÜ’de en sık
hastaneye başvuru tanısı genel durum bozukluğu idi.Son üç ay içinde hastande
yatış öyküsü sıklığı ve Charlson komorbidite indeksi ortalaması COVİD YBÜ’de
takip edilen hastalarda daha yüksekti (p=0,001). Kronik hastalık varlığı
açısından her iki gruptaki hastalar karşılaştırıldığında hipertansiyon
(p=0,007), kronik akciğer hastalığı (p=0,008) ve koroner arter hastalığı
(p=0,002) oranı COVİD YBÜ’de takip edilen hastalarda daha yüksekti. COVİD
YBÜ’de tedavi edilen hastalarda entübasyon oranı daha yüksek iken (%83 ve %65);
Anestezi YBÜ’de tedavi edilen hastalarda göğüs tüpü uygulanma oranı daha fazla
idi (%10 ve %2,4). COVİD YBÜ’de takip edilen hastalarda, anestezi YBÜ’de takip
edilen hastalara oranla herhangi bir nozokomiyal enfeksiyon varlığı (%64’e
karşı %46) , nozokomiyal pnömoni oranı (%10,7’e karşı %2,2), ve kateter
ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu oranı (%28’e karşı %12) daha yüksekti.
Ventilatör ilişkili pnömoni gelişen hastalarda en sık izole edilen bakteri Acinetobacter
baumanni (%36,2) idi.Kateter ilişkili kan dolaşımı enfeksiyonu
gelişen hastalarda en fazla izole edilen bakteri ise Enterococcus faecium’ (%40)
du. 14 günlük mortalite oranları COVİD-YBÜ’de %57 iken anestezi YBÜ’de
%33’tü ve bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,002).Her iki YBÜ’
de takipli hastalarda nozokomiyal enfeksiyon için risk faktörleri
incelendiğindeileri yaş (β=0,97 (%95 CI:0,94-1,0) p=0,049,
yoğun bakım ünitesinde uzun süreli yatış (β=1,28 (%95 CI:1,16-1,41) p=0,001),kronik
böbrek hastalığı (β=10,57 (%95 CI:2,02-54,56) p=0,05)ve koroner
arter hastalığı (β=4,61 (%95 CI:1,44-14,79) p=0,010)
risk
faktörü olarak bulundu. Diğer risk faktörleri ise enteral beslenme (β=2,69
(%95 CI:1,03-7,04) p=0,043), santral kateter varlığı (β=4,60
(%95 CI:1,88-11,22) p=0,001) ve son üç ay içinde YBÜ’de yatış öyküsü
varlığı (β=3,59 (%95 CI:1,01-12,83) p=0,048) idi. COVİD
YBÜ’de tedavi edilen hastalarda gelişen nozokomiyal enfeksiyon için risk
faktörleri arasında YBÜ yatış süresinin uzun olması (β=1,45
(%95 CI:1,16-1,80) p=0,001) ve enteral beslenme (β=19,04
(%95 CI:1,62-22,37) p=0,019) bulunmaktaydı.
Her iki YBÜ’de takip edilen ve mortalite gelişen
hastalar için risk faktörleri incelendiğinde ileri yaşın 1,03 kat, COVİD YBÜ’de takip edilmenin
3,47 kat, diyabet varlığının 3 kat, malignite varlığının 9,2 kat, enteral
beslenme varlığının 4,8 kat, renal replasman tedavisinin 4,7 kat ve hemodiyaliz
kateteri varlığının 0,22 kat artışa neden olan birer risk faktörü olduğu
belirlendi.
Sonuç olarak YBÜ’de takip ve
tedavi edilen hastalarda COVİD-19 varlığı hem nozokomiyal enfeksiyon gelişmesi
hem de mortalite açısından birer risk faktörüdür. COVİD-19 tanısı olan
hastalarda uzun süreli YBÜ takibi ve enteral beslenme uygulamaları nozokomiyal
enfeksiyon gelişmesi açısından önemli bir risk faktörüdür. Enteral beslenme
uygulanan hastaların mide içeriğini aspire etme ihtimali açısından dikkatli
olunmalıdır. Genel risk faktörleri arasında santral kateter uygulamalarının
bulunması ve KİKDE etkeni olarak enterokokların oranının yüksek olması
izolasyon önlemlerine uyum problemleri olabileceğini düşündürmektedir. El
hijyeni ve diğer temas izolasyonu önlemlerine uyum konusunda personel
eğitimleri ve gerekli uyarılar ve geri bildirimlerle uyumun arttırılması
hedeflenmelidir.