Meme kanserli hastalarda Flor-18 florodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografisinin radyomiks analizinin neoadjuvan kemoterapi yanıtını öngörü değeri


Tezin Türü: Tıpta Uzmanlık

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bil., Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2024

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: DİLEK ALGUR

Danışman: Ahmet Tutuş

Özet:

ÖZET

 

            Amaç: Flor-18 florodeoksiglukoz pozitron emisyon tomografisi/bilgisayarlı tomografisi (F-18 FDG PET/BT) ile ilk evreleme yapılan meme kanseri (MK) hastalarında PET/BT görüntülerinden elde edilen radyomiks özellikler ve klinikopatolojik parametreler kullanılarak yapılan makine öğrenim yöntemlerinin patolojik tam yanıtı (PTY) öngörmedeki rolünün belirlenmesidir.

            Gereç ve yöntem: Ocak 2017-Aralık 2021 tarihleri arasında tedavi öncesi F-18 FDG PET/BT görüntülemesi yapılan ve neoadjuvan kemoterapi (NAK) uygulanan toplam 132 MK hastası çalışmaya dahil edildi. Radyomiks analizi için kullanılan LIFEx v7.4.0 uygulamasında her bir hastanın görüntüleri üzerinden memedeki primer malign lezyonu belirlenerek yarı-otomatik bölükleme yöntemi ile ilgi hacimleri oluşturuldu. Yazılım programı aracılığıyla segmente edilen her bir ilgi alanından 129 radyomiks özellik elde olundu ve özellik seçimi işlemleri yapıldı. Seçilen özellikler kombine modeller oluşturmak amacıyla hastanın klinikopatolojik verileri ile birlikte istatistiksel olarak değerlendirildi. Veri seti, eğitim ve test grubuna 7:3 oranında rastgele bölündü. Eğitim veri setleri üzerinde analizler yapılarak PTY ile güçlü korelasyonlara sahip en iyi radyomiks özellik setleri ile radyomiks ve klinikopatolojik parametrelerden oluşan setler belirlendi. ‘‘Naive bayes’’ (NB), ‘‘support vector machines’’ (SVM) ve ‘‘random forest’’ (RF) olmak üzere üç farklı makine öğrenim yönteminin NAK sonrası PTY’ı öngörme gücü değerlendirildi. Kaplan-Meier analizi ve log-rank testi ile genel sağkalım açısından gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olup olmadığına bakıldı. Klinikopatolojik değişkenlerin genel sağkalım üzerindeki etkilerini değerlendirmek için ise tek değişkenli ve çok değişkenli cox regresyon analizleri kullanıldı.

            Bulgular: MK’li 132 hastanın 32’sinde PTY görülürken 100 hastada rezidü tümör bulunmaktaydı. PTY tahmininde makine öğrenim modellerinde 18 radyomiks özellik ve 5 klinikopatolojik değişken rol aldı. Klinikopatolojik değişkenler arasında immünohistokimyasal alt tip ve Ki-67 değeri her üç makine öğrenme algoritması tarafından da seçilen ortak özellikler idi. Radyomiks özellik seçim yöntemi olarak ‘‘recursive feature elimination’’ (RFE) kullanıldığında ve radyomiks özelliklere klinikopatolojik veriler de dahil edilip özellik seçimi olarak ‘‘select by filter’’ (SBF) kullanıldığında RF modeli ile %87,2’lik en yüksek doğru sınıflama oranı elde edildi. Moleküler subtipler luminal grup ile nonluminal grup olarak iki alt sınıfa ayrıldığında nonluminal grupta mortalite riskinin 3.77 kat yüksek olduğu saptandı. Nonluminal alt grubun PTY oranı luminal gruba göre anlamlı daha yüksekti. NAK’ye PTY alınan 32 hastanın tamamı sağ olarak takip edilmekte olup hiçbirinde nüks gelişmedi.

 

            Sonuç: MK’li hastalarda NAK öncesi yapılan F-18 FDG PET/BT görüntülemelerinden elde edilen radyomiks özellikler ile klinikopatolojik veriler birleştirildiğinde makine öğrenim yöntemlerinin PTY’ı yüksek bir doğrulukla tahmin edebildiği görüldü. Böylece yeterince etkin olmayan NAK’nin erkenden tespit edilebilmesi ile NAK’nin toksisitesinden kaçınılması, maliyet yükünün önlenmesi ve diğer tedavi seçeneklerinin dikkate alınması açısından önemli bir klinik değer sağlayan güvenilir bir yöntem olarak kullanılabileceği kanısına varıldı.

Anahtar kelimeler: Makine öğrenimi, PET/BT, F-18 FDG, meme kanseri, patolojik tam yanıt, neoadjuvan kemoterapi, radyomiks, texture analizi, yapay zeka.