Maniheizm İnancının Ehl-i Hak İnancına Etkileri


KARACA İ.

Turkish Studies- Comparative Religious Studies, 2022 (Hakemli Dergi)

Özet

Ortaya çıktığı çağda bütün dünyayı etkilemiş olan Maniheizm, 216 yılında Sasani Devletine bağlı bulunan Suristan’da doğan Mani tarafından kurulmuştur. Mani, 12 ve 24 yaşlarında ışık Tanrısından vahiy almış ve inancını yaymaya başlamıştır. Mani, öncelikle inancını anlatmak amacıyla Hindistan’a gitmiştir. Sonrasında 1. Şapur’un daveti üzerine Sasani Devletine dönmüştür. 1. Şapur, Mani’ye dinini yayması için geniş imtiyazlar vermiştir. Şapur’un amacı ülkesinde güçlü olan Zerdüştî din adamlarının etkinliğini kırmaktı. Mani, 1. Behram zamanında Zerdüştî din adamı Kartir’in kışkırtmaları ile 276 yılında idam edilmiştir. Ancak Mani’nin ölmesi inancı bitirmek yerine daha da geniş bir coğrafyaya yayılmasını sağlamıştır. 1. Behram zamanında Maniheistlere yönelik takip ve baskılar sonucunda ülkede bulunan Maniheistler Soğd bölgesine kaçmışlardır. Soğdlu tüccarlar, bu dini Çine kadar yaymayı başarmışlardır. Uygur hakanı Bögü Kağan zamanında Maniheizm Uygurlar’ın resmi dini olmuştur. Bu çalışmanın konusunu Maniheizm ve Ehl-i Hak inançları arasındaki benzer inanış ve uygulamalar oluşturmaktadır. Ehl-i Hak inancı içerisinde eski Türk inançlarından, Maniheizm’den Zerdüştilik’ten kaynaklanan birçok inanç ve uygulama bulunmaktadır. Bu çalışma sadece Maniheizm ve Ehl-i Hak inançları arasındaki benzer inanış ve uygulamaları ele almıştır. Ehl-i Hak inancı, 13. yüzyılda Süleymaniye’ye bağlı Berzence köyünde dünyaya gelen Sultan İshak tarafından ortaya çıkarılmıştır. Ehl-i Hak inancı, sonrasında İran’ın batı bölgelerine hâkim olan bir inanış olmuş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Özelikle 19. yüzyıllarda yapılan çalışmalarda Ali İlahi olarak anılmış bu topluluk kendilerini Ehl-i Hak olarak adlandırmaktadırlar. Ehl-i Hak topluluğu, zaman içerisinde özellikle İran’a hâkim olan Karakoyunlular ve Safevi Devletleri zamanında geniş bir alana yayılmıştır. Sultan İshak ismi yaşadığı dönemde hiçbir tarihi kaynak ve belgede geçmemektedir. Ehl-i Hak inancı da özellikle Safevi Devleti döneminde Türk olan Ateşbeyilerin inanç içerisine girmesi ile beraber önem arz eder bir hale gelmiştir. Bu yüzden söylenebilir ki 13.yüzyılda ortaya çıkan inanç 16. ve 17. yüzyıllarda kendisine bir topluluk oluşturmuştur. Muhtemelen günümüzdeki haline de 16. ve 17. yüzyıllarda ki şekliyle gelmiştir. Günümüzde Ehl-i Hak nüfusunun büyük çoğunluğunu Türkçe konuşan topluluklar oluşturmaktadır. Ehl-i Hak inancı merkezinde tek bir Tanrının olduğu ve bu Tanrının yeryüzünde insan şeklinde ortaya çıktığı bir Tanrı anlayışına sahiptir. Tek bir etnisiteden oluşmayan Ehl-i Hak inancında Türkler, Farslar, Goraniler topluluğun içerisinde bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı Maniheizm ve Ehl-i Hak inancının ortak olan inanışlarını Türk kültürü bağlamında ortaya çıkarmaktır. Maniheizm, Türkler arasında yayılması ve sonrasında Orta Asya’dan İran’a yapılan göçler ile tekrar İran ve Anadolu’ya sirayet etmesi muhtemeldir. Bu çalışmanın amacına uygun olarak 2016-2019 yılları arasında İran’ın Tebriz, Tahran ve Kirmanşah şehirlerinde yapılan alan çalışması çalışmaya kaynaklık etmiştir. Etnografik alan çalışması ile hem yazılı hem de sözlü veriler elde edilmiştir. Bu çalışma da yazılı kaynaklar kullanılmıştır. Saha çalışmasından elde edilen sözlü veriler, yazılı kaynaklar ile kıyaslanmıştır.