Islam Hukuku Araştırmalarına Zemin Oluşturması Açısından Yapay Zeka, Burdur, Türkiye, 15 - 17 Nisan 2022, ss.91-92
Yapay zekâ ve hukuk konusu bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de benzerine nadir
rastlanan bir ivme kazanmış ve gelişmeye başlamıştır. Modern hukukçuların konu edindiği
ve sorun olarak gördüğü hususlar genellikle yapay zekanın, yapay bilinç ile
karıştırılmasından kaynaklanmaktadır. Fakat yazılım uzmanları genellikle yapay zekâ
ifadesinden kaçmakta ve algoritmanın tam işlevini terim olarak kullanmaktadırlar. Örneğin
nöral makine öğrenmesi, otonom araç, doğal dil işleme vb. terimlerde olduğu gibi.
Günümüz hukukunda yapay zekaya ilişkin yapılan çalışmaların temelde üç başlık altında
toplandığını görmekteyiz. Bunlardan ilki, yapay zekanın insan müdahalesi olmadan kendi
kendine karar aldığı mekanizmalara ilişkin yapılan çalışmalardır. Örneğin, otonom araçlar,
yapay hâkim, yapay bilirkişilik gibi mekanizmalar incelenmektedir. Bir hata veya kaza
olduğunda sorumluluğun kime ait olduğu öncelikle tartışılmaktadır. İkinci husus ise yapay
zekanın hukuki statüsünün ne olacağını ilişkindir. Bilhassa kişilik tanınıp tanınmayacağı
tartışılmaktadır. Yeni bir kişilik türü olup olmayacağı, elektronik kişilik, kölelik, dijital
peculium gibi konular tartışılmaktadır. İradeyi oluşturan unsurun ne olduğu tam olarak
anlaşılmadan bir kişilik tanınması yerine değildir. Üçüncü yoğunluk kazanan konu ise yapay
zekanın hukuken bir araç olarak kullanılabileceği gelişmelerdir. Özellikle istatistik bilimi ve
yapay zekâ çalışmaları vasıtasıyla adalet sisteminde adillik ilkesinin geliştirilebileceği
düşünülmektedir. Ayrıca aslında yapay zekanın kullanım alanı olmayan, fakat çalışma
metodunu ilgilendiren, kişisel verilerin korunması hukukuna ilişkin de çalışmalar
yapılmaktadır. Nitekim yapay zekâ temelde bir veri üzerinden çalışmaktadır. Bu veri ise
kişisel veri niteliğinde olduğunda korunması gerekir.
Yapay zekâya ilişkin üç temel alanın yanında, hukuk sistemlerini derinden etkileyebilir.
Özellikle hukuki öngörülebilirliği ihlal etmeyen fakat dinamik/değişken kuralların
yapılabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yapay zekâ yardımlı kural koyucuların, kuralın;
ekonomik, beşerî vb. sonuçlarını sunacağı bir gelecek öngörülmektedir. Özellikle sonuç ve
menfaat temelli çözüm yöntemlerinin kıyası ile benzer sorunlara tamamen zıt iki kuralın
varlığını mümkün kılacak bir hukuk sistemi dahi gelişebilir. Örneğin hukukun ekonomik
analizinin hızlıca yapıldığı bir düzenleme yetkisi hâkime tanınabilir.
İvme devam ederse özellikle ülkemize büyük katkılar yapacağını, adil yargılanmanın
artması, yargılama giderlerinin düşüşü gibi hususların hızla gelişeceği öngörülmektedir.
Özellikle Türk Hukuk akademisinde eksik olan işlevsel proje geliştirmenin ise bu alanda
önünün çok açık olduğu görülmektedir. Bu alanda derinlemesine yapılacak multidisiplinli
çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
The subject of artificial intelligence and legal aspect has gained an unprecedented
momentum and started to develop in our country as well as in the whole world. The issues
that modern lawyers deal with and see as problems generally arise from the confusion of
artificial intelligence with artificial consciousness. Howevet software professionals often
avoid the term artificial intelligence and use the full function of the algorithm as a term.
For example, neural machine learning, autonomous vehicle, natural language processing
etc. as in terms.
We see that the studies on artificial intelligence in today's law are basically grouped under
three headings. The first of these is the studies on the mechanisms by which artificial
intelligence makes its own decisions without human intervention. For example,
mechanisms such as autonomous vehicles, artificial judge, artificial expert are examined.
Especially the discussion is examined who is responsible from an error or accident. The
second issue is about what the legal status of artificial intelligence will be. In particular, it
is discussed whether personality can be recognized or not. Issues such as whether there
will be a new type of personality, electronic personality, slavery, digital peculium are
discussed. It is not a substitute for recognition of a personality without a full
understanding of what constitutes the will. The third intensifying issue is the
developments in which artificial intelligence can be used as a legal tool. It is thought that
the principle of fairness can be developed in the justice system, especially through
statistical science and artificial intelligence studies. In addition, studies are carried out on
the law of protection of personal data, which is not actually the field of use of artificial
intelligence but concerns the working method. As a matter of fact, artificial intelligence
basically works on data. If this data is personal data, it must be protected.
Besides the three main areas of artificial intelligence, it can profoundly affect legal systems.
In particular, it is thought that dynamic/variable rules that do not violate legal
predictability can be made. In addition, artificial intelligence-assisted rule makers, rule;
economic, human, etc. It envisions a future in which it will deliver its results. A legal
system may even develop, which will enable the existence of two completely opposite
rules to similar problems, especially by comparison of result and interest-based solution
methods. For example, a regulatory authority in which the economic analysis of the law
is made quickly can be given to the judge.
It is foreseen that if the momentum continues, it will make great contributions to our
country, and that issues such as the increase in fair trial and the decrease in the costs of
the trial will develop rapidly. It is seen that the development of functional projects, which
is missing especially in the Turkish Legal Academy, has a very clear path in this field.
There is a need for in-depth multidisciplinary studies in this area.