6. Uluslararası Palestra Bilimsel Araştırmalar Kongresi , Skopje, Makedonya, 27 - 29 Temmuz 2025, ss.186-202, (Tam Metin Bildiri)
Bu çalışma, Orta Anadolu’da yer alan Koramaz Vadisi’ne özgü mikroklimalardan toplanan iki makromantar türünün (Meottomyces dissimulans (Berk.) Vizzini ve Parasola conopilea (Fr.) Orstadius & E. Larss.) metanolik ekstrelerinin antibakteriyel özelliklerini araştırmayı amaçlamıştır. Bölgenin kendine has ekolojik yapısı, zengin makromantar çeşitliliğine olanak sağlamakta ve yeni biyoaktif bileşiklerin keşfi açısından potansiyel sunmaktadır. Çalışmada, mantar örneklerinin doğru şekilde tanımlanması için DNA barkodlama yöntemleri kullanılmıştır. Metanolik mantar ekstrelerinin antibakteriyel etkileri, klinik öneme sahip üç bakteri türü üzerinde sistematik olarak test edilmiştir: Escherichia coli (Gram-negatif), Micrococcus luteus (Gram-pozitif) ve Proteus vulgaris (Gramnegatif). Antibakteriyel aktivite, agarda oluşan inhibisyon zonlarının çapının ölçülmesi ve her bir bakteri türü için minimum inhibitör konsantrasyonun (MİK) belirlenmesiyle değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, her iki mantar ekstraktının da dikkate değer antibakteriyel etkilere sahip olduğunu ortaya koymuştur; ancak bu etkinlik, test edilen bakteri türlerine göre değişiklik göstermiştir. E. coli üzerinde, Parasola conopilea ekstresi 17 mm’lik bir inhibisyon zonu oluştururken, Meottomyces dissimulans ekstresi 9 mm’lik bir zon meydana getirmiştir. P. vulgaris’te ise M. dissimulans ekstresi daha yüksek bir etki göstermiş (17 mm), P. conopilea ise 13 mm’lik bir zon oluşturmuştur. M. luteus’a karşı her iki ekstre de benzer düzeyde antibakteriyel aktivite göstermiştir (14 mm ve 15 mm). MİK analizleri de bu bulguları desteklemiş; M. dissimulans tüm bakterilere karşı 12,5 ppm’de etkili olurken, P. conopilea genellikle 25 ppm’de etkili olmuş, ancak E. coli için 12,5 ppm yeterli olmuştur. Sonuç olarak, söz konusu makromantarların metanolik ekstreleri güçlü antibakteriyel aktivite göstermiş ve yeni antimikrobiyal ajan kaynakları olma potansiyellerini ortaya koymuştur. Bu bulgular, Koramaz Vadisi’nin mantar biyolojik çeşitliliği hakkında yeni bilgiler sunmakta ve bölgenin gelecekte farmasötik ve biyoteknolojik uygulamalar için değerli bir kaynak olabileceğini göstermektedir.