Tarih Boyunca Altay Halkları Arasındaki Geçişkenlik


Creative Commons License

Peler G. Y.

Uluslararası İdil - Ural ve Türkistan Araştırmaları Dergisi, cilt.1, sa.1, ss.83-94, 2019 (Hakemli Dergi)

Özet

Altay halkları olarak adlandırılan halklar öbeği, bu ismi dillerinin birbirlerine olan benzerliklerinden dolayı almıştır. Bu halklar arasındaki bu dil benzerliğinin köken birliğinden mi yoksa uzun süre birlikte yaşamadan mı kaynaklandığı bir tartışma konusu olmakla birlikte, tartışmasız olan bir konu var ki o da bu halkların tarih boyunca iç içe yaşamış oldukları ve bu durumun bir sonucu olarak da bu halkların karışmalarıdır. Bu karışma o denli güçlü olmuştur ki tarih boyunca birçok halk bir milliyetten başka bir milliyete geçmiştir. Bu meyanda Asya Hunlarının, Avarların Türk mü Moğol mu oldukları bilim âleminde uzun zaman tartışma konusu olmuştur. Kaşgarlı da Divan’ında bazı Türk boylarının kendi aralarında Türkçe dışında başka diller konuştuklarını kaydetmiştir. Bu boylardan mesela Kayların daha sonra Kuman-Kıpçak federasyonu içerisinde tamamen Türkleşmiş olarak karşımıza çıktıkları görülmektedir. Türklerden Kerayitlerin ve Öngütlerin Moğollaştığı, hatta büyük Moğol Hakanı Cengiz Han’ın Kerayitlerin Burçikin ailesinden olduğu bilinmektedir. Bu örneklerin sayısı artırmak mümkün. Bu durumun elbette bugüne yansıyan sonuçları da olmuştur. Sibirya’da birçok Moğol ve Tunguz kavminin Türkleştiğini tarih kaydetmektedir. Günümüzde bu durumun bir diğer sonucu olarak iki dilli halklar veya milliyet bakımından ikiye ayrılmış halklar da ortaya çıkmıştır. Mesela Çin’in Kansu eyaletinde yaşayan Sarı Uygurlar / Şera Yogurlar, yarısı Türk dilli yarısı Moğol dilli iki dilli bir halktır. Keza yine Uranhaylar olarak bilinen Tuvalıların da Moğolistan topraklarında yaşayan kısmının bir bölümü Türk dilli iken diğer bölümü Moğol dillidir. Moğolistan – Çin – Rusya arasında üçe bölünmüş olarak yaşayan Hamniganlar ise daha ilginç bir durum arz etmektedir. Bu halkın bir kısmı Moğolca ve Tunguzca olmak üzere iki dillidir. Moğolca olarak tek dilli olan kısmının da geçmişte iki dilli olduğu bilinmektedir. “Hamnigan” kelimesinin Moğolcada Tunguz manasına geldiği düşünüldüğünde durum daha da ilginçleşmektedir. Görüleceği üzere geçmişte iç içe yaşamanın bir sonucu olarak birçok Altay halkının Altay içi bir milliyet değiştirme tecrübe etmiş oldukları gibi, günümüzde de benzer durumlar yaşanmaktadır. Bu hızlı milliyet değiştirmede, iç içe yaşamanın ve yaşayış tarzının benzerliğinin yanında, diller arasındaki benzerliğin de etkili olduğuna şüphe yoktur.

Anahtar Kelimeler: Altay halkları, kaynaşma, milliyet değiştirme, iki dillilik.

Transitivity Among Altaic Peoples Throughout History

Abstract

The group of peoples named the Altaic peoples are named so as a result of the similarities in their languages. Despite the fact that it is a contentious issue whether these similarities are due to common ancestry or long-lasting symbiosis, it is a certain fact that these peoples have lived together in the course of history and have mingled consequently. This mingling has been so intensive that some peoples have transposed from one nationality to another. In this respect it has been a contentious issue whether the Hsiung-nu and the Avars were Turkic or Mongolic peoples. Likewise, Kashghari had reported in his Diwan that some Turkic tribes had spoken some other languages that Turkic. For instance, the Qays later appeared fully Turkified as a part of the Cuman-Qipchaq confederation. It is known that the Turkic Keraits and the Onguts had Mongolified. As a matter of fact,

1 Bu