93 Harbinde Kars Kuşatması


Creative Commons License

Taşcı T. A.

I. TÜRK ASKERÎ TARİH KONGRESİ - MÜSTAHKEM MEVKİLER VE KUŞATMA MUHAREBELERİ, İstanbul, Türkiye, 29 - 30 Mayıs 2024, ss.105-106

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.105-106
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

18. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren güneye; sıcak denizlere inme hedefini dış politikasında değişmez bir prensip haline getiren Rusya, bunun doğal bir sonucu olarak karşısında en büyük engel durumundaki Osmanlı Devleti ile kaçınılmaz bir rekabete girdi. Bu rekabet dönemin iki büyük gücü arasında 20. yüzyıl başlarına kadar ki süre zarfında 10’a yakın savaşa yol açtı. Böylece Rusya’nın Osmanlı toprakları üzerinden güney inmesine imkân sağlayacak Balkanlar, Karadeniz, Kafkasya ve onun uzantısı Doğu Anadolu tarafların savaş alanına dönüştü. Rusların Kafkasya üzerinden Doğu Anadolu’ya işgal hareketlerinin başladığı 19. yüzyılın başından itibaren Kars 1807, 1828, 1855 ve 1877 tarihlerinde dört kez Rus kuşatmasına maruz kaldı. İlki hariç bu kuşatmaların her birinde Rusların eline geçen Kars kalesi en son 1878 Berlin Antlaşması ile tamamen Ruslara terk edildi ve ilçeleriyle birlikte şehir 1918’e kadar Rus hâkimiyeti altında kaldı. Şehrin tekrar Türk hâkimiyetine geçişi ise ancak 1920 yılında mümkün oldu. Rusların Anadolu’ya gerçekleştirdiği her işgal hareketinde Kars’ın hedef haline gelmesi, buranın stratejik konumunun doğal bir sonucuydu. Nitekim vilayet merkezi Erzurum’a, kuzeyde Ardahan’a, doğuda Gümrü’ye ulaşımı mümkün kılan Kars, Kafkasya ve Anadolu arasında bir kapı fonksiyonuna sahipti. Sahip olduğu bu öneme karşın Kars’ın Ruslar karşısında etkili şekilde savunulamayışı ve Doğu Anadolu’da kronik bir zafiyet arz etmesi dikkat çekicidir. Bu çalışmada Rusça kaynaklarda Çarlık Rusya’sının 1877 kuşatmasındaki stratejisi ve yöntemleri, önceki kuşatmalarla kıyaslanarak incelenmeye çalışılacaktır.

Since the first quarter of the 18th century; there had been an inventible competition started between Russian tzardom, with a great interest in acquiring naval access to the Mediterranean Sea and the Ottoman Empire, the most important natural obstacle against this target. These two powers fought up to 10 wars with each other until the beginning of the 20th century, which both two were dissolved in especially in the Balkans, the coasts of the Black Sea, the south and a north Caucasus including Eastern Anatolian region. Russian occupation of Eastern Anatolia from the Caucasus started at the very beginning of the 19th century. During the 19th century, Kars was besieged by the Russians four times in 1807, 1828, 1855 and 1877. In all of these sieges except the first one, Russian occupied the Kars Castle. Finally, Kars was given to the Russian in accordance with the related articles in the Treaty of Berlin in 1878 ans it remained under Russian rule until 1918, and came under Turkish rule back in 1920. The importance of Kars is related to its strategic location between Caucasus and Anatolia. Kars serves an access point to Erzurum, Ardahan, and Gyumri (named Alexandropol in 19th century). Within this framework, this study will aim to examine the strategy and methods of Tsarist Russia in the 1877 siege in Russian sources, by comparing it with previous sieges.