Türk Dünyasından Türkiye'ye Yapılan Göçler: 1931-1982 Dönemi İncelemesi


Yoska E.

Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, cilt.22, sa.Cumhuriyet'in 100. Yılı Özel Sayısı, ss.251-269, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 22 Sayı: Cumhuriyet'in 100. Yılı Özel Sayısı
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.21547/jss.1351018
  • Dergi Adı: Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.251-269
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu araştırma makalesi, 1931-1982 yılları arasında Türk dünyasından Türkiye'ye Türk soyuna ve kültürüne bağlı olan mültecilerin, ortak kültür ve etnik bağlar perspektifinde gerçekleştirdiği göçleri incelemektedir. Makale, tarama metodu kullanılarak arşiv belgeleri ve dönemin kaynaklarından elde edilen verileri temel alarak, Türk yurtlarının işgal edilmesi neticesinde Kazak, Uygur, Kırgız, Özbek, Türkmen ve Azerbaycan Türklerinin Türkiye'ye göçlerini incelerken, serbest ve iskânlı göçmen olarak yerleşim süreçlerini de ele almaktadır. Türk yurtlarının işgal süreci, göç dalgalarını tetikleyen ana sebep olarak ortaya çıkmaktadır. Özellikle Türkistan’ın Rusya ve Çin tarafından işgal edilmesi neticesinde Türk soylu mülteciler, ikinci bir vatan olarak gördükleri Türkiye'ye gelerek yeni bir yaşam kurmuşlardır. Göçlerin temelindeki ortak kültür ve etnik bağlar, bu göç hareketlerinin dinamiklerini belirleyen önemli bir etken olmuştur. Göç eden topluluklar, Türk soyuna ve kültürüne bağlılıkla Türkiye'ye yönelmiş; aynı dil, din, gelenek ve ortak kültür değerlerini paylaşmanın getirdiği yakınlık sayesinde daha kolay uyum sağlamışlardır. II. Dünya Savaşı öncesinden, Afganistan’ın işgaline uzanan süreçte bu göçler, hem Türk dünyası ile Türkiye arasındaki yakın bağı yansıtmış hem de Türkiye'nin sosyal ve kültürel zenginliğini artırmıştır. Sonuç olarak bu makale, 1931-1982 yılları arasında Türk dünyasından gelen Türk soylu mültecilerin Türkiye'ye gerçekleştirdiği göçlerin önemini ve bu göçlerin ortak kültür ve etnik bağların gücüne dayandığını vurgulamaktadır. Bu göçmenler, takip edilen iskân politikası çerçevesinde, Türkiye'deki farklı bölgelere yerleştirilmişlerdir. Bu yerleşimler, Türk dünyasından mültecilerin hem kendi kültürel kimliklerini korumalarına hem de Türkiye'nin sosyal dokusuna zenginlik katmalarına olanak sağlamıştır. Ayrıca, bu çalışma, gelecekteki araştırmalar için temel oluşturarak, göçlerin entegrasyon süreçlerini, kültürel etkileşimi ve göç politikalarının etkilerini daha ayrıntılı bir şekilde incelemeyi teşvik etmektedir.
This research article analyses the migration of refugees from the Turkic world to Türkiye between 1931 and 1982 in the perspective of common culture and ethnic ties. Based on the data obtained from archival documents and sources of the period, the article examines the migration of Kazakh, Uyghur, Kyrgyz, Uzbek, Turkmen and Azerbaijani Turks to Türkiye as a result of the occupation of the Turkish homelands, while also addressing the settlement processes as free and settled immigrants. The occupation process of Turkish homelands emerges as the main reason that triggered the waves of migration. Especially as a result of the occupation of Turkestan by Russia and China, refugees of Turkish descent came to Türkiye, which they saw as a second homeland, and established a new life. The common culture and ethnic ties underlying the migrations have been an important factor determining the dynamics of these migration movements. The migrating communities have turned to Türkiye out of loyalty to Turkish ancestry and culture, and have adapted more easily thanks to the closeness brought about by sharing the same language, religion, traditions and common cultural values. From before World War II to the occupation of Afghanistan, these migrations both reflected the close bond between the Turkic world and Türkiye and increased Türkiye's social and cultural richness. In conclusion, this article emphasises the importance of the migration of Turkic refugees from the Turkic world to Türkiye between 1931 and 1982 and the strength of their common cultural and ethnic ties. These migrants were settled in different regions of Türkiye within the framework of the settlement policy. These settlements have enabled refugees from the Turkic world to both preserve their cultural identities and enrich the social fabric of Türkiye. Moreover, this study provides a basis for future research, encouraging a more detailed examination of the integration processes of migration, cultural interaction and the effects of migration policies.