Fırsatçı mantar enfeksiyonları özellikle immün yetmezlikli hastalarda önemli bir tehdit olmaya devam etmektedir. Erken ve doğru tanı, antifungal tedavinin zamanında başlanması ve toksik antifungal ajanların gereksiz kullanımını azaltmak için son derece önemlidir. Son yıllarda invazif mantar enfeksiyon (IME)’larının daha hızlı ve daha duyarlı saptanabileceği antijenlerin, özgül antikorların, fungal metabolitlerin ve DNA’nın tespitine yönelik çabalar artmıştır. Bu raporda, daha önceden kistik fibrozis ve diffüz büyük B hücreli lenfoma tanısı olan, ateş, kusma ve öksürük şikayetleriyle başvuran, bronkoalveolar lavaj (BAL) sıvı kültüründen Aspergillus fumigatus’un izole edildiği, eşzamanlı olarak BAL örneğinden yapılan 1,3-ß-D-Glucan (BG), galaktomannan (GM) ve gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RtPCR) testlerinin pozitif, serum örneğinden yapılan BG, GM ve RtPCR testlerinin ise negatif olduğu 7 yaşındaki erkek hasta sunulmaktadır. Hastanın toraks bilgisayarlı tomografisinde (TBT), sağ akciğer alt lobda yaygın parankimal infiltrasyon ve alveolar opasiteler, her iki akciğerde de değişik segmentlerde yamalı alveolar fokal infiltrasyonlar izlendi. Bronkoskopiyi takiben mikoloji laboratuvarına gönderilen BAL örneğinin direkt incelenmesinde Aspergillus ile uyumlu olabilecek görünümde hifler belirlendi. Kültürde de A. fumigatus üredi. BAL RtPCR, GM ve BG sonuçları pozitif (1,08 ng/ml ve >523 pg/ml) iken eşzamanlı serum RtPCR, GM ve BG sonuçları ise negatifti (0,13 ng/ml ve <7 pg/ml). Hastaya vorikonazol başlandı ve 45 gün devam edildi, genel durumu düzelen hasta önerilerle taburcu edildi. İmmunsüprese hastalarda IME’larının erken tanı ve tedavisinin prognozu ciddi düzeyde etkilemesi nedeniyle serum örneklerinden çalışılan GM, BG ve RtPCR testleri yanında BAL örneklerinden de GM, BG ve RtPCR çalışılmasının faydalı olacağı ve bunun ileri ve daha fazla olgu ile yapılan çalışmalarla desteklenmesi gerektiği kanaatine varıldı.
Opportunistic fungal infections have been life threatening especially for immunsuppressive patients. Early and accurate diagnosis is very important for initiation of treatment at the right time and for reducing unnecessary use of toxic antifungal drugs. In recent years, efforts providing more rapid and more sensitive diagnosis of invasive fungal infections including detection of antigen, spesific antibody, fungal metabolites and DNA have been increasing. In this case, we report a seven year-old male patient suffering from cystic fibrosis and diffuse large B-cell lymphoma with fever, vomiting and chronic cough. Aspergillus fumigatus was isolated from BAL sample of the patient and simultaneously galactomannan, 1,3-ß-D-Glucan and RtPCR tests were studied in BAL sample and found to be positive. Galactomannan, 1,3-ß-D-Glucan and RtPCR tests were studied in the sera and they were found to be negative. Diffuse paranchymal infiltrations and alveolar opacities in inferior lob of right lung and focal patchy alveolar infiltrates in different segments in both lungs were seen in CT scanning of thorax. BAL sample obtained by bronchoscopy was sent to the mycology laboratory and hypha elements that were compatible with Aspergillus were seen in direct examination. A.fumigatus was isolated from the culture of BAL sample. Simultaneously RtPCR, galactomannan, 1,3-ß-D-Glucan tests in BAL sample were found to be positive (1,08 ng/ml and >523 pg/ml respectively). RtPCR, galactomannan, 1,3-ß-D-Glucan tests in sera were found to be negative (0,13 ng/ml and <7 pg/ml respectively). Treatment with voriconazole was started and continued for 45 days. The patient was discharged with instructions after improvement of his general state. In conclusion, early diagnosis and treatment of invasive fungal infections in immunsuppressive patients affects the prognose and therefore performing PCR, Galactomannan, 1,3-ß-D-Glucan tests in sera and BAL samples would be useful and must be supported with further studies.