ANTARKTİKA LİKENİ RUSAVSKIA ELEGANS (LINK) S.Y. KONDR. & KÄRNEFELT TÜRÜNDEN ELDE EDİLEN METANOLİK ÖZÜTÜN PBR322 PLAZMİDİ ÜZERİNDEKİ DNA KIRILMA ETKİSİNİN BELİRLENMESİ


Creative Commons License

Gözbaşı Y. E., Gözbaşı N. Y., Halıcı M. G., Güllü M.

6TH INTERNATIONAL PALESTRA SCIENTIFIC RESEARCH CONGRESS, Skopje, Makedonya, 27 - 29 Temmuz 2025, ss.23-29, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Skopje
  • Basıldığı Ülke: Makedonya
  • Sayfa Sayıları: ss.23-29
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu çalışmada, Antarktika da geniş bir yayılışa sahip likenleşmiş mantar Rusavskia elegans (Link) S.Y. Kondr. & Kärnefelt türünden elde edilen metanolik özütün farklı konsantrasyonlarının (5000 mM, 2500 mM, 1250 mM, 625 mM, 312,5 mM) pBR322 plazmid DNA’sı üzerindeki olası DNA kesilme etkileri detaylı olarak araştırılmıştır. Antarktika, ekstrem çevre koşulları nedeniyle yalnızca dayanıklı ve uyum sağlamış organizmalara ev sahipliği yapmaktadır ve bu nedenle buradaki likenler, eşsiz biyolojik ve kimyasal çeşitlilikleriyle biyoteknolojik açıdan büyük potansiyele sahiptir. Çalışmada, belirli konsantrasyonlardaki Rusavskia elegans özütü ile pBR322 plazmid DNA’sı bir saat süreyle 37°C’de inkübe edilmiş, ardından etkileşim sonrası DNA örnekleri %0,8 agaroz jel elektroforezi ile analiz edilmiştir. DNA’nın jel üzerindeki hareketi ve konformasyonel değişimleri, özütün DNA üzerindeki olası kesici etkisinin belirlenmesinde temel alınmıştır. Jel elektroforez analizlerinde, plazmid DNA’nın superhelikal (Form I), açık dairesel (Form II) ve doğrusal (Form III) formları gözlemlenmiş; işlenmemiş pBR322 DNA ise kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. Sonuçlar, tüm konsantrasyonlarda Rusavskia elegans özütünün pBR322 plazmid DNA’sı üzerinde anlamlı bir DNA kesme etkisi göstermediğini ortaya koymuştur. Bu bulgu, Antarktika likenlerinden elde edilen özütlerin plazmid DNA üzerinde belirgin bir hasara yol açmadığını ve potansiyel biyoteknolojik uygulamalar açısından güvenli olabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte, Antarktika likenlerinin biyolojik aktiviteleri ve biyoaktif bileşiklerinin çeşitliliği ileri araştırmalar için önemli bir kaynak olarak öne çıkmaktadır.