Introduction: Brucellosis is one of the most prevalent zoonotic diseases worldwide. It is a common disease also in Turkey, and is especially
hyperendemic in the Eastern region.
Materials and Methods: In this retrospective study, the clinical/laboratory findings and therapeutic features of 213 patients with brucellosis
who were followed up in Adiyaman State Hospital Infectious Diseases Department between September 2008 and January 2010
were evaluated.
Results: The average age was 36.5 years, and 58.2% of the patients were female. The rates of acute, subacute and chronic brucellosis
among the patients were 77%, 20.7% and 0.9%, respectively. The most common route of transmission was consumption of cheese
produced from unpasteurized milk, at a rate of 94.4%. The main symptoms were arthralgia (78.4%), fever (60.6%), chills (58.2%),
lumbalgia (57.3%), and night sweats (55.4%). The most common clinical findings were splenomegaly (15.0%), fever (14.6%) and hepatomegaly
(5.2%). The alanine aminotransferase levels of 67 (31.5%) patients were higher than normal. Complications of brucellosis
were detected in 57.2% of the patients, and osteoarticular complications were the most common (31.9%). Other complications were
hepatitis (31.5%), sacroiliitis (20.1%), monoarthritis (5.6%), orchitis (1.9%), and meningitis (0.9%). Brucella agglutination test was
less than 1/160 dilution in 8.5% of the patients. Brucella spp. were isolated in 39 (84.8%) of 46 patients for whom blood cultures were
obtained. Anemia, leukopenia and thrombocytopenia were detected in 18.8%, 11.7% and 8.5% of the patients, respectively. The
erythrocyte sedimentation rate was higher than 20 mm/hour in 38% of the patients, and the C-reactive protein positivity rate was
66.2%. Sixty-eight percent of the patients were treated with a combination of doxycycline and rifampicin, 24.4% with doxycycline and
streptomycin, and 4.7% with rifampicin and trimethoprim-sulfamethoxazole. A weak-positive correlation (0.231) was detected between
the duration of treatment and age (p= 0.001). Two patients with meningitis were treated with doxycycline, rifampicin and ceftriaxone.
Relapse was observed in 3 (1.4%) of the patients.
Conclusion: In endemic areas, brucellosis should be considered in differential diagnosis of the patients. In seronegative patients clinically
compatible with brucellosis, obtaining blood cultures may be helpful in the diagnosis of brucellosis.
Giriş: Bruselloz dünya çapında en yaygın görülen zoonotik hastalıklardan biridir. Bruselloz ülkemizde sık görülmekle birlikte özellikle doğu
bölgelerinde hiperendemiktir.
Materyal ve Metod: Bu çalışmada Eylül 2008-Ocak 2010 tarihleri arasında Adıyaman Devlet Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik
Mikrobiyoloji Polikliniğinde izlenen 213 brusellozlu hastanın klinik, laboratuvar bulguları ve tedavi özellikleri retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 36.5 yıldı, %58.2’si kadınlardan oluşmaktaydı. Hastalarda akut, subakut ve kronik bruselloz oranları
sırasıyla %77, %20.7 ve %0.9 idi. En sık bulaş yolu pastörize edilmemiş sütten yapılan peynir tüketimi olarak belirlendi (%94.4).
Başvuruda saptanan başlıca belirtiler artralji (%78.4), ateş (%60.6), üşüme-titreme (%58.2), bel ağrısı (%57.3) ve gece terlemesi
(%55.4) olarak sıralanıyordu. En sık karşılaşılan klinik bulgular splenomegali (%15), ateş (%14.6) ve hepatomegali (%5.2) idi. Altmış
yedi (%31.5) hastada ALT düzeyi normalin (> 40 U/L) üzerindeydi. Hastaların %57.2’sinde bruselloza bağlı komplikasyon saptandı ve
en sık osteoartiküler komplikasyonlar görüldü (%31.9). Hepatit (%31.5), sakroileit (%20.1), monoartrit (%5.6), orşit (%1.9) ve menenjit
(%0.9) rastlanan diğer komplikasyonlardı. Brusella aglütinasyon testi hastaların %8.5’inde 1/160 sulandırmanın altındaydı. Pozitif
kan kültürü, kültür için kanı alınan 46 hastanın 39 (%84.8)’unda saptandı. Hematolojik bulgular anemi (%18.8), lökopeni
(%11.7), trombositopeni (%8.5) olarak sıralanmaktaydı. Eritrosit sedimentasyon hızı hastaların %38’inde 20 mm/saat’in üzerinde saptanırken,
C-reaktif protein pozitifliği (> 6 mg/dL) %66.2 oranındaydı. Hastaların %68’i doksisiklin-rifampisin, %24.4’ü doksisiklin-streptomisin
ve %4.7’si rifampisin-trimetoprim-sülfametoksazol tedavisi aldı. Hasta yaşı ile tedavi süresi arasında zayıf bir korelasyon
(0.231) saptandı (p= 0.001). Menenjitli iki hasta doksisiklin, rifampisin ve seftriakson tedavisi aldı. Tüm hastaların %1.4’ünde relaps
gözlendi.
Sonuç: Endemik bölgelerde klinik olarak uyumlu olgularda bruselloz akılda tutulmalıdır. Klinik olarak brusellozla uyumlu seronegatif olgularda
kan kültürü alınması tanıya yardımcı olabilir.