6. Uluslararası Hipokrat Tıp ve Sağlık Bilimleri Kongresi, Ankara, Turkey, 30 April - 01 May 2021, vol.6, pp.146
Amaç: Bu retrospektif çalışmanın amacı ortodontik tedavi sonrası Şekil/boyut anomalisi olan maksiller lateral kesici dişlere uygulanan restorasyon tiplerinin sıklığının değerlendirilmesidir. Yöntem: Erciyes Üniversitesi diş Hekimliği Fakültesi‟nde tedavi görmüş ve ortodontik tedavi sonrası üst çene lateral kesici diş/dişlerinde Şekil-boyut anomalisi nedeniyle restorasyon yapılmış 77 kadın (yaş ortalaması: 17.7 ± 2.4) ve 43 erkek (yaş ortalaması: 17.4 ± 2.1) olmak üzere 120 bireyin kayıtları çalışmaya dahil edilmiştir. Gruplar restorasyon yapılan dişlere göre oluşturulmuştur: Sol maksiller lateral kesici diş, sağ maksiller lateral kesici diş veya her iki maksiller lateral kesici dişler. Uygulanan restorasyonlar kayıtlara göre, kompozit build-up ve direkt kompozit veneer olarak ayrılmıştır. Komşu santral ve kanin dişlerin de restore edilip edilmemiş olmaları da ayrıca değerlendirilmiştir. Verilerin istatistiksel değerlendirilmesi SPSS analiz programında Pearson Ki-Kare testi ve Fisher‟s Exact test kullanılarak gerçekleştirilmiştir (p < 0.05). Bulgular: Her iki lateral kesici dişine restorasyon yapılan 88 bireyin % 61.36‟sına kompozit laminate veneer, % 38.64‟üne ise kompozit build-up yapıldığı görülmüştür. Sadece bir lateral kesici dişine restorasyon yapılan 32 bireyin % 31.25‟ine kompozit laminate veneer, % 68.75‟ine ise kompozit build-up yapıldığı görülmüştür. Boyut ve Şekil anomalisi olan lateral kesici dişe komşu kanin dişe yapılan restorasyonlar incelendiğinde, kaninlerin çoğunlukla tedaviye dahil edilmediği, fakat istatistiksel farklılık bulunmadığı görülmüştür (p = 0.09). Fakat boyut ve Şekil anomalisi olan lateral kesici dişe komşu santral dişlere yapılan restorasyonlar incelendiğinde santral kesicilerin çoğunlukla restorasyona dahil edildiği görülmüştür (p = 0.001). Sonuç: Bu retrospektif çalışmanın sonucuna göre, Şekil boyut anomalisi bulunan lateral dişlerin çoğunlukla kompozit laminate veneerler ile restore edildiği görülmüştür. Örneklerin hiç birinde uzun dönem estetik sonuçlarının daha başarılı olduğu bilinen seramik laminate veneer tercih edilmediği ortaya çıkmıştır. Bu durumun çalışmaya dahil edilen bireylerin yaş ortalamasının düşük oluşu, porselen laminate veneerlerin çoğunlukla dişlerde preparasyon gerektirmesi ve maliyetinin de daha yüksek oluşu gibi sebeplere bağlı olduğu düşünülmektedir.