Medya Okuryazarlığı Eğitiminde Felsefe Dersinin Önemi


Creative Commons License

Yazıcı F., Kara S.

II. Uluslararası Türk Dünyası İletişim ve Sanat Sempozyumu, Niğde, Türkiye, 12 - 14 Mayıs 2022, ss.191-199

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Niğde
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.191-199
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Medya okuryazarlığı kavramı; kısaca farklı medya ürünlerinden ulaşılan mesajları, eleştirel bakış açısıyla analiz etme ve kendi ürününü üretebilme olarak tanımlanabilir. Medya okuryazarlığı eğitimi ise, medyayı doğru okuyabilmek için sahip olunması gereken eleştirel, sorgulayıcı, araştırıcı, şüphe edici bakış açısını kazandırmayı amaçlamaktadır. Çocuğun kendine dikte edilenleri fark edebilmesi; her gördüğüne, duyduğuna, okuduğuna, körü körüne inanmaması; bu bilgileri akıl süzgecinden geçirebilmesi için, öncelikle "düşünebilmesi" gerekir. Düşünme eğitimi, Milli Eğitim Müfredatı'nda "felsefe dersi" adı altında verilmektedir. Felsefe; hiç durmadan, yorulmadan önüne çıkan her şeyi aklın eleştiri süzgecinden geçirip ayıklayarak doğruya ulaşma çabasıdır. Öğrenciler; ancak felsefe dersi ile kazanabilecekleri "araştırma", "sorgulama" , "eleştirme", "şüphe etme" hazır bulunuşluğuna sahip olmadan medya okuryazarlığı dersiyle karşılaştıklarında, bu dersin amaca tam olarak hizmet etmeyeceği aşikârdır. Dolayısıyla felsefe dersi verilmeden medya okuryazarlığı dersinin kazanımlarının tam manasıyla elde edilmesi mümkün görünmemektedir. Çünkü eleştiri süzgecinden geçirilmeden - teyit edilmeden- kabul edilen bütün bilgiler; hiç öğrenilmemiş bir bilgiden daha tehlikeli ve bilgi kirliliğiyle dolu, yeni bir soruna yol açmaktadır. Bu çalışmamızda, "medya okuryazarlığı dersi" ile "felsefe dersi" arasındaki ilişkiler betimsel analiz yöntemiyle tahlil edilerek ortak kazanımlar üzerinde durulmuştur. Bu ortak kazanımlardan hareketle, felsefe dersinin kazanımları öğrenciye önceden verilmeden, medya okuryazarlığı dersinin kazanımlarını vermeye çalışmak, gerekli kazanımların sağlanmasını olumsuz yönde etkileyecek, dolayısıyla dersin amacı tam anlamıyla gerçekleşmeyecektir. Bu çalışmada; felsefe dersinin, medya okuryazarlığı dersinden önce ön zamanlı ya da felsefe dersiyle eş güdümlü olarak verilmesi gerektiği ortaya konmaktadır. Aksi takdirde günümüzde önemli bir ihtiyaç olan medya okuryazarlığı dersi, bir ders adı olmanın ötesine geçemeyecek, kazanımların eksiksiz olarak verilmesi ve dersin amacına uygun şekilde anlaşılması mümkün olmayacaktır. 

The concept of media literacy can be briefly defined as the ability to critically analyze the messages reached from different media products and to produce their own product. Media literacy education, on the other hand, aims to gain the critical, questioning, investigative and skeptical perspective that one must have in order to read the media correctly. In order for the child to realize what is dictated to him, not to blindly believe everything he sees, hears, reads, and to pass this information through his mind, he must first “think”. Thinking education is given under the name of “philosophy course” in the National Education Curriculum. 

Philosophy is an effort to reach the truth by filtering everything that comes before it through the mind’s critique. It is obvious that this course will not serve the purpose fully when the students encounter the media literacy course without having the readiness to “research”, “question”, “criticize”, “doubt”, which they can gain only with the philosophy course. Therefore, it does not seem possible to fully achieve the achievements of the media literacy course without giving a philosophy course. Because all the information that is accepted without being criticized - without being confirmed - causes a new problem that is more dangerous and full of information pollution than information that has never been learned. In this study, the relations between “media literacy lesson” and “philosophy lesson” were analyzed by descriptive analysis method and common gains were emphasized. Based on these common achievements, trying to give the achievements of the media literacy course without giving the achievements of the philosophy course to the student in advance will negatively affect the achievement of the necessary acquisitions, so the aim of the course will not be fully realized. In this study, it is revealed that the philosophy course should be given pre-time or in coordination with the philosophy course before the media literacy course. Otherwise, the media literacy course, which is an important need today, will not go beyond being a course name, and it will not be possible to give the gains completely and to understand the course in accordance with its purpose.