Nantu, Ankara, 2021
Dünyada birbirlerini kardeş olarak
nitelendiren nadir ülkelerden olan Türkiye ve Kore manevi yönden çok yakın ama
coğrafi yönden çok uzaktır. Biri Asya’nın en batısında diğeri en doğusunda yer
alır. Aslına bakarsanız, Türk ve Kore halkının ilişkilerini çok eski dönemlere,
Göktürk–Goguryo dönemine kadar uzanmaktadır. Türkler Altay dağlarında Koreliler
ile birlikte yaşamışlar, göçle birlikte Türkler batıya Koreliler doğuya
yönelmişler ve uzun bir süre etkileşimde bulunamamışlardır. Nice sonra ilişkiler
tekrar kurulmaya, Kore savaşı patlak vermeden önce 1949 yılında Türkiye
Cumhuriyetinin yeni kurulan Kore Cumhuriyetini tanımasıyla başlamıştır. Daha
sonra 1950 yılında Kore’ye Türkiye Cumhuriyetinin asker göndermesiyle bu
ilişkiler daha hızlı bir ivme kazanmıştır.
Bununla birlikte iki ülke, ilişkilerini
güçlendirmek maksadıyla hızlı bir biçimde birbirlerini anlamaya ve
kültürlerindeki benzerlikleri ile tarih sürecindeki ortak yanlarını keşfetmeye
çalışmışlardır. İki ülke arasında yapılan kültürel anlaşmalar neticesinde Kore
ve Türk edebiyatları arasındaki yazınsal paylaşım başlamış, edebi çalışmaların
tercümeleriyle birlikte iki ülke üniversitelerinde edebiyata ilişkin dersler
verilmeye başlanmıştır. İki ülke birbirlerinin edebiyatlarını tanımaları için
gerekli çabayı göstermeye başlamış ve 2000’li yıllardan itibaren bu çaba hızlı bir
ivme kazanmıştır. Karşılıklı olarak edebiyatlarını tanımak için sempozyumlar
düzenlenmekte, kitap fuarlarında yer alınmakta, edebi eser çevirileri
yapılmaktadır.
2000’li yılların özellikle ikinci
yarısından sonra tüm dünyayı kasıp kavuran Hallyu yani Kore Akımı pek çok
alanda Kore’nin popüler kültürünün dünya genelinde tanınmasını sağlamıştır.
Kore popüler müziği K-POP olarak
anılır olmuştur. Kore edebiyatının da dünyaca tanınmasını sağlamak için Kore
edebiyat çevreleri K-Literature
kavramını kullanmaya başlamıştır. Kore Akımı, kültürel benzerliklerimizden
dolayı Türkiye’de hala etkisini devam ettirmektedir. Kore Akımı iki ülke
arasında etkileşimli bir kültürel faaliyet alanı yaratmıştır. Ayrıca Kore akımı
sayesinde Kore diline olan ilgi de artmıştır. Kore dizileri, K-POP gibi popüler kültür unsurlarının
etkisiyle Türkiye’de Korece öğrenmek isteyenler hızla artmaktadır. Bu yüzden
Kore edebiyatına olan ilgi de gün be gün artmaya devam etmektedir.
Bir toplumun birbirini en iyi bir şekilde
tanımasının bir yolu da edebiyattır. Topluma ait tüm unsurları edebi eserler
içerisinde keşfetmek mümkündür. O yüzden çevirmenlerin rolü yadsınamaz derecede
büyüktür. Ancak günümüzde hala iki dil arasında çeviri yapan çevirmen sayısının
yeterli seviyeye ulaştığını söylememiz mümkün değildir. Bu sebeple kalifiye
çevirmen sayısını artırmak için akademik bağlamda yapılması gerekenler olduğu
gibi yayınevlerinin de destekleyici stratejiler yürütmesi gerekmektedir.
Bu kitabın hazırlanma düşüncesi de işte bu
noktadan hareketle ortaya çıkmıştır. Bu kitap Kore Çalışmaları Akademisi(AKS)’nin
Yurt Dışı Kore Çalışmalarını Destekleme Programının desteği ile ‘Türk
Öğrenciler için Çeviri Kitabı Geliştirme’ projesi kapsamında hazırlanan bir
kitaptır. Bu proje kapsamında Erciyes Üniversitesi Kore Dili ve Edebiyatı
AD’nın lisans müfredatına 2016-2017 eğitim öğretim yılında ‘Edebi Çeviri Yöntemleri’
dersi dâhil edilmiştir.
Türkçeden
Koreceye ya da Koreceden Türkçeye tercüme edilen eserler aracılığı ile
atasözleri ve deyimler, özel isimlerin çevriyazısı, kültürel unsurların
aktarımı, ikileme ve yansımalar, cümle ve kelime çevirilerinin nasıl yapıldığı
örneklerle verilmiştir. Birinci bölümde edebi çeviri, iki ülke penceresinden
incelenmiştir. İkinci bölümde Türkiye’de Kore Edebiyatı çevirilerinin durumu,
üçüncü bölümde ise Kore’de Türk Edebiyatı çevirilerinin durumu ele alınmıştır.
Kitabın dördüncü bölümde Koreceden Türkçeye çeviri örnekleri, beşinci bölümde
Türkçeden Koreceye çeviri örnekleri açıklamalarıyla verilmiş ve cümle ile
kelime çevirileri şeklinde sınıflandırılmıştır. Altıncı ve yedinci bölümde ikinci
bir dilden yapılan çeviriler örnek cümlelerle incelenmiş, çeviriler üzerine
açıklamalar yapılmıştır. Son olarak
sekizinci bölümde ise iki dil arasındaki edebi çevirilerin kendine has
özellikleri ele alınmıştır. Bu bölümde karakteristik unsurlar olarak ‘yansıma
ve ikilemeler’, ‘deyim ve atasözleri’, ‘kültürel unsurlar’ ve ‘çevriyazı’
konuları incelenmiştir. Bu kitapta adı geçen Koreli yazar isimleri İngilizce
çevriyazısı ile belirtilmiştir. Bu kitabın Koreceden Türkçeye ya da Türkçeden
Koreceye edebi çeviri yapmak isteyen; öğrenciler ve çevirmen adayları için de
faydalı olacağını ümit ediyoruz.