KBUD Kongre & LAB EXPO 2023 Ulusal 11. Laboratuvar Süreçlerinin Yönetimi Sempozyumu, Antalya, Türkiye, 20 - 23 Kasım 2023, ss.178-180
Giriş ve Amaç
Vankomisin, metisiline dirençli Staphylococcus aureus kaynaklı enfeksiyonların tedavisinde yaygın olarak kullanılan glikopeptit yapılı bir antibiyotiktir. Renal yolla elimine edildiğinden yarı ömrü, böbrek fonksiyonları ve yaş gibi faktörlere bağlı olarak bireyler arasında değişkenlik göstermektedir. Terapötik aralığı oldukça dardır (15–25 μg/mL) ve en önemli yan etkisi nefrotoksisitedir. Çukur düzeyleri ile klinik sonuçlar arasında güçlü bir korelasyon vardır. Dolayısıyla, vankomisinin terapötik ilaç izlemi oldukça önemlidir.
İmmunoassayler, kolay ve hızlı analiz imkanı sunduklarından, ilaç düzeyi takibinde yaygın kullanılmaktadır. Ancak, analit-antikor bağlanmasını etkileyen interferanslara açık olmaları, doğruluklarını sınırlandırabilmektedir. Bu durum, kromatografik metodolojilere geçişi destekleyen önemli bir argümandır.
Bu çalışmada, vankomisin ölçümü için kolay-uygulanabilir, maliyet-etkin ve güvenilir bir LC-MS/MS yöntemi geliştirmek ve rutinde kullanılan kinetik mikropartikül immunoassay (KIMS) ölçümlerini LC-MS/MS ile karşılaştırarak değerlendirmek amaçlandı.
Materyal ve Yöntemler
Çalışmaya, Cobas c702 (Roche Diagnostics)’de KIMS ile analizi gerçekleştirilen 52 serum numunesi dahil edildi.
LC-MS/MS analizleri, Shimadzu® Nexera XR LC-20AD HPLC ve LCMS-8040 Tandem Mass Spectrometer’da gerçekleştirildi. Standart referans materyal olarak vankomisin hidroklorür (Sigma-Aldrich®), internal standart olarak teikoplanin (Tekosit®) kullanıldı. Metodun lineer aralığı 6.25-100 µg/mL (r2=0.9957), saptama limiti 0.59 µg/mL, kantitasyon limiti 6.25 µg/mL idi. Gün-içi ve günler-arası tekrarlanabilirlik ve doğruluk değerlerinin tamamı kabul edilebilir kriterleri karşıladı.
İki metod, Passing Bablok ve Bland-Altman analizleri ile karşılaştırıldı. Ayrıca, vankomisin degredasyon ürünlerinin immunoassay interferansını değerlendirmek amacıyla, hastalar tahmini glomeruler filtrasyon hızı (eGFR) değerlerine göre 30 mL/dk’nın altı (n=25) ve üstü (n=27) olmak üzere iki gruba ayrıldı ve iki metod yeniden karşılaştırıldı.
Bulgular
LC-MS/MS ölçümlerinin %42.3’ü (n=22) terapötik (15-25 ug/dL), %40.4’ü (n=21) subterapötik (<15 ug/dL), %.17.3’ü (n=9) ise supraterapötik (>25 ug/dL) düzeylerdeydi. KIMS ölçümlerinin %32.7’si (n=17) terapötik, %51.9’u (n=27) subterapötik, %15.4 (n=8)’ü supraterapötik düzeylerdeydi. %36.5 (n=19)’inde rölatif fark %20’nin üstündeydi. Terapötik aralıkta bulunma durumlarına göre değerlendirildiğinde, numunelerin %21.1 (n=11)’i uyumsuz klinik yorum riski taşımaktaydı.
Passing-Bablok analizinde, sistematik veya orantısal hata saptanmadı ve korelasyon katsayısı 0.879 (iyi uyum >0.800) olarak tespit edildi. Bland-Altman analizinde, KIMS’in LC-MS/MS’ten anlamlı daha düşük ölçümler verdiği tespit edildi (ortalama rölatif fark -1.996; p=0.003).
eGFR<30 mL/dk grubunda, ortalama rölatif fark -1.013 (p=0.321) olup sistematik/orantısal hata bulunmazken; eGFR>30 mL/dk grubunda (n=25) ortalama rölatif fark -3.057 (p<0.001) olup, orantısal hata saptandı.
Tartışma ve Sonuç
Literatürde, vankomisin ölçümünde kullanılan diğer immunoassay teknikler için metod karşılaştırma çalışmaları bulunmakla birlikte, bildiğimiz kadarıyla, çalışmamız KIMS metodunun analitik performansını LC-MS/MS ile karşılaştıran ilk çalışmadır. KIMS, LC-MS/MS’ten anlamlı daha düşük ölçümler vermektedir. eGFR<30 mL/dk olan hasta grubunda ortalama rölatif farkın daha düşük ve istatistiksel olarak anlamsız olmasının muhtemel nedeni, renal disfonksiyonu olan bu hastalarda vankomisin degredasyon ürünlerinin birikimi ve çapraz reaktiviteye neden olması sonucu immunoassay ölçümlerinin yükselerek LC-MS/MS ölçümlerine yaklaşmasıdır.
Sonuç olarak, KIMS metodu, vankomisin düzeylerini olduğundan düşük tahmin etme eğilimindedir. Bu durum, doz artırma gibi hatalı klinik kararları ve olası toksisite riskini beraberinde getirebilir. Mevcut veriler, daha büyük bir örneklem ile doğrulanmalıdır.