İslami Araştırmalar, vol.36, pp.1, 2025 (Peer-Reviewed Journal)
Orta Çağ’da İslam dünyası gerek bilim gerekse felsefe bakımından oldukça ileri bir düzeydeydi. Bu sebeple Müslümanların ürettiği bilimin ve felsefenin, Orta Çağ Hristiyan ve Yahudi düşünce dünyasını etkilediği; hatta şekillendirdiği söylenebilir. Fârâbî, İbn Sînâ ve İbn Rüşd’ün Aristo’yu okuma biçimleri, çeviriler vasıtasıyla hem Hristiyan Batı dünyasına hem de Yahudi düşüncesine intikal etmiş ve Thomas Aquinas, Albert Magnus, Romalı Giles, Saadia Gaon, İbn Cebirol ve İbn Meymûn gibi düşünürleri etkilemiştir. Zikredilen pek çok düşünür gibi Orta Çağ’da yaşamış olan Yahudi düşünür Gersonides (ö. 1344) de İslam düşüncesinden etkilenmiş ve bir anlamda bu geleneğin takipçisi olmuştur. Gersonides insanın Faal Akıl ile ittisal ettiğini ve ondan birtakım bilgileri aldığını iddia etmektedir. Ona göre aklî ve ahlâkî kemâli elde eden kişiler Faal Akıl’dan feyz alırlar. Bu bağlamda aklî ve ahlâkî yönden kâmil olan nebiler, Faal Akıl’dan toplumsal yaşamı düzenleyen ve insanları nihai mutluluğa ulaştıracak birtakım bilgileri alırlar. Peygamberler aldıkları bu bilgiyi, diğer insanların anlayacağı düzeyde sunarlar. Gersonides’in İslam Felsefesi geleneğindeki inayet, nübüvvet, Faal Akıl ile ittisal gibi tartışmalarda Fârâbî ve İbn Rüşd geleneğinin bir takipçisi olduğu, söz konusu durumlar dikkate alındığında, onun İslam Felsefesi geleneğinin Avrupa’daki Yahudi temsilcilerden biri olduğu söylenebilir. Bu çalışmada da Gersonides’in nübüvvet anlayışı ele alınmış ve nübüvvet konusunda onun, Fârâbî geleneğinden etkilendiği ve bunun da çoğunlukla İbn Meymûn kanalıyla gerçekleştiği gösterilmeye çalışılmıştır.