İslam’da Helal Kazancın Zorunluluğu, Kutsallığı ve Şüpheli İşlemlere Karşı Hassasiyet: İlgili Ayetler ve Hadisler Üzerinden İktisadi Bir Değerlendirme


Creative Commons License

Erdem E.

Hak İş Uluslararası Emek ve Toplum Dergisi, cilt.13, sa.36, ss.230-264, 2024 (Hakemli Dergi)

Özet

Bu çalışmada el emeğinin ve helal kazancın zarureti, kutsallığı, bu itibarla şüpheli işlemlerden bile kaçınılması gerektiğinin önemi üzerine ilgili ayetler ve temel hadis kaynaklarından yararlanarak bir iktisadi değerlendirme yapılmıştır. Helal-meşru kazanç, helal-meşru tüketimin temelidir; üretim ve tüketim ise ekonominin temelidir. Kaldı ki, kazancın helal olması ve buna bağlı olarak tüketimin, tasarrufun ve yatırımın da helalmeşru olması Müslüman olmanın ve dindarlığın temel dayanağıdır. Zira din salt retorikler üzerine bina edilen bir inanç manzumesi değildir. Aksine, itikat, ibadet ve ahlak bütünlüğüne sadık kalınarak hayatın içinde tatbik edilen kapsayıcı bir yaşam biçimidir. Bundan ötürü, bu çalışma helal kazançla ilgili bu döngüyü belli yönleriyle tespit etmeyi ve özellikle ilgili ayetler ve hadislerin delaletiyle bunlara cevaplar bulmaya çalışmayı amaç edinmiştir. Bu amaç doğrultusunda konular ‘helal kazancın zorunluluğu, kutsallığı ve dindarlık meselesi’ ve ‘Müslümanların helal kazanç konusunda hassasiyetlerinin azalması, dünyaya ve şüpheli kazanç yollarına meyletmeleri’ olmak üzere iki ana başlık halinde incelenmiştir. Çalışmadan elde edilen bulgular göstermiştir ki, her insanın hayatını idame ettirebilmesi için gerekli asli ihtiyaçlarını kendi el emeğiyle helal yollardan elde etmesi bir zorunluluk (farz) olarak görülmüştür. O bakımdan, bu mesele İslam’da sadece ameli değil, aynı zamanda itikadî bir mesele olarak da değerlendirilmiştir. Ayrıca, kazanç temini konusunda İslami geleneğin bir kanadı daha kanaatkâr olmayı, yani zühd yolunu tercih ederken, günümüzde daha baskın anlayışı temsil eden diğer kanat, meşru yolları takip etmek suretiyle büyüme ve zenginleşmenin daha uygun bir yol olacağını savunmuştur. Önemli sonuçlardan biri de hem kazanç elde etmede hem de harcamada itidalli olunmasıdır. Yani, İslami iktisat anlayışına göre, tembellik yapıp kazanç faaliyetinden kaçınarak başkasına muhtaç olarak onurunu zedelemek de aşırı kazanç hırsıyla aceleci ve meşru olamayan kazanç yollarına yönelmek de reddedilmiştir. Ayrıca, insanın tüketim tarzı kazanç elde etme tarzının bir fonksiyonudur. Buna göre, helal yoldan elde edilen kazanç, gerçek ihtiyaçlar üzerinden bugünkü ve gelecekteki harcamaları finanse ederken; helal olmayan yollardan elde edilen kazanç, şahsi arzulara dayalı ihtiyaç dışı harcamaları finanse eder.

In this study, an economic evaluation has been made by using related verses of Quran and basic hadith sources on the necessity and sanctity of one’s own labor and halal earnings, and the importance of avoiding even suspicious transactions. Halal-legitimate earnings are the basis of halal-legitimate consumption; but production and consumption are also the basis of the economy. Moreover, earning, consuming, saving and investing on the halal-legitimate basis is of being a Muslim and piety. Because religion is not a body of belief built solely on rhetoric. On the contrary, it is an inclusive lifestyle that is implemented in life by adhering to the integrity of faith, worship and morality. Therefore, this study aims to identify certain aspects of this problem we are experiencing and to try to find answers to it, especially with the help of the relevant verses and hadiths. For this purpose, the issues have been examined under two main headings: 'the necessity of halal earnings, its sanctity and the issue of religiosity' and 'Muslims' decreased sensitivity about halal earnings and their inclination towards the world and questionable ways of earning'. The findings obtained from the study have shown that it is considered a necessity for every person to obtain the essential needs necessary to sustain his life through his own labor and through halal means. In this respect, this issue has been evaluated not only as a practical but also a creedal issue in Islam. In addition, while one wing of the Islamic tradition prefers to be more contented in terms of earning income, that is, the path of asceticism (zuhd), the other wing, which represents the more dominant understanding today, argued that it would be a more appropriate way to grow and enrich by following legitimate paths. One of the important results of the study is to be moderate in both earning and spending, i.e., harming one's dignity by being dependent on others by being lazy and avoiding earning activities, and turning to hasty and illegitimate means of earning with excessive ambition for profit are also rejected in Islamic economic thinking. Finally, a person's consumption style is a function of his earning style. Accordingly, while halal earnings finance current and future consumption and investment expenditures based on real needs, earnings obtained through non-halal means finance non-necessary expenditures based on personal desires.