Diğer, ss.47-56, 2009
Özet
Tarihsel bakış açısı olmadan sağlıklı bir hukuk eğitimi verilemez. Eğer hukuk fakülteleri bilimsel kurumlar olmak ve kendisine her söyleneni yapan değil, bağımsız düşünebilen ve geçmiş hakkında bilgi sahibi olan hukukçular yetiştirmek istiyorlarsa, bu hakikati göz önünde bulundurmak zorundadırlar. Zira tarihsel bakış açısından mahrum olan bir hukukçu, hukukun, zamanla değişen ve farklı menfaat ve ideolojilerin takipçileri tarafından yönlendirilmeye açık olan bir yapı arz ettiğini fark edemez. Eleştirel düşünemeyen bir hukukçu ise, potansiyel olarak „tehlikeli bir hukukçu“dur. Çünkü o, tüm dikkatini yürürlükteki hukukun uygulanması üzerine yoğunlaştırdığından dolayı, ahlâken sorulması gereken „nereden geliyoruz?“ ve „nereye gidiyoruz?“ sorularını zamanla soramaz ve sorsa da cevaplandıramaz hâle gelir. Bu sorulara dair adâlet merkezli cevapları bulunmayan bir hukukçunun ise, baskı rejimlerinin adâletsiz uygulamaları karşısında sessiz kalması, bu rejimlerin işlerlik kazanması noktasında önemli katkılarda bulunması kuvvetle muhtemeldir.
Anahtar kelimeler: Hukuk eğitimi, hukuk ve siyaset ilişkisi, hukukçu zihniyeti, tarih eksenli eleştirel hukuk düşüncesi, hukuk tarihi, Roma Hukuku.
Abstract
Giving a true legal education is not possible without a historical perspective. It is imperative that law schools keep this fact in mind, if they are willing to stay as scientific institutions and to educate law students not as subordinates who obey every command they hear, but as individuals who can think independently and are informed about history. It is obvious that a jurist who is devoid of historical understanding cannot realize that the concept of “law” has a changing character and that it is vulnerable to the manipulations of the followers of certain interests and ideologies. Therefore a jurist who cannot think critically is potentially a “terrible jurist”. He focuses only on the implementation of the current law, ignoring the essential moral questions like “where are we coming from?” and “where are we going to?” and eventually would not be capable of answering them. A jurist who doesn’t have justice-oriented responses to these questions will have the potential not only to be silent to the unjust acts of authoritarian and dictatorial regimes, but also to support these regimes by becoming their adherent.
Keywords: Legal education, law and politics, reasoning of jurists, history-based critical legal thinking, legal history, Roman law.