Post-dijital Arşiv Olarak YouTube ve Postmodern Tarih


İpşirli A.

11th International Conference on Language, Literature & Culture: “Humanities in the Digital Age” , Batman, Türkiye, 17 - 18 Ekim 2025, ss.14, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Batman
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.14
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Her gün iki milyar dakika video yüklendiğinde kolektif belleği kim şekillendirir? Burada söz konusu olan nedir ve bundan ne anlamalıyız? Nesnel olgu ile kurmaca arasındaki on dokuzuncu yüzyıl ayrımını sorgulayan postmodern tarih anlayışı, anlatı ile iktidarın daima nasıl bağlantılı olduğunu gösterir. Örneğin Fredric Jameson, geç kapitalist amneziye çare olarak bir tarih duygusuna çağırırken, Jean Baudrillard’ın kuramları tarihi simülakrların bir parçası olarak konumlandırır ve böylece geçmiş hakikatlere erişimi imkânsızlaştırır; daha olumlu bir perspektiften Linda Hutcheon ise postmodern sanatın “recycling” (yeniden kullanım/geri dönüşüm) pratiğini resmî arşivlere yöneltilmiş demokratik bir meydan okuma olarak över. Sonuçta tarihin daha az elitist, daha demokratik bir anlatıya dönüşmesi beklenir. Günümüzde dünyaya dair bilgi edinmek için dijital temsillerin kullanımı son derece yaygındır ve YouTube, olayların ve fikirlerin aktarıldığı ve tartışıldığı post-dijital bir arena hâline gelmiştir. Kişisel telefon kayıtları, kurumsal belgesellerin yanında yer almakta ve yeterince temsil edilmeyen toplulukların mikro-tarihlerini yükleyebilmelerine olanak tanımaktadır. Tüm bunlar, sıradan insanların sesinin görece kolaylıkla işitilebildiği geleceğin geçmişi için arşivsel malzemeler de üretmektedir. Ne var ki bu, hiyerarşik iktidar ilişkilerinden azade değildir. Bugün kapı bekçiliği öneri algoritmalarında somutlaşır: izlenme süresi, tıklanma, beğeni ve reklam değeri gibi ölçütler bazı temsilleri yukarı taşırken diğerlerini görünmez kılar. Son dönem çalışmalar YouTube’un kamusal bellek içindeki rolünü kabul etmekle birlikte, platformun anlatı iktidarı ve algoritmik kapı bekçiliği üzerine postmodern tartışmalarla ilişkisi daha ayrıntılı bir incelemeye ihtiyaç duyar. Bu bildiri, YouTube’un gündelik arşivleme pratiğinin parçalanmışlık, çoğul sesler ve otoritenin merkezden uzaklaştırılması gibi unsurları benimseyerek postmodern tarih yazımı geleneğini nasıl sürdürdüğünü, aynı zamanda algoritmik çarpıtmanın getirdiği yeni riskleri nasıl görünür kıldığını açıklamaktadır. Çalışma, postmodern tarih anlayışının YouTube’daki mirasını tartışarak, platformun ne zaman “oluş hâlindeki tarih” arşivi olarak işlediğini açıklığa kavuşturmayı amaçlamaktadır.

Who shapes collective memory when two billion minutes of video are uploaded every day? What is at stake and what should we understand from this? Challenging the nineteenth century division between objective fact and invention, postmodern understanding of history indicates how narrative and power are always connected. For instance, Fredric Jameson calls for a sense of history as a cure for late-capitalist amnesia and Jean Baudrillard’s theories locate history as part of simulacra, making access to past truths impossible, while from more positive perspective, Linda Hutcheon praises postmodern art’s recycling as a democratic challenge to official archives. In the end, history is expected to become a less elitist, more democratic narrative. Today the use of digital representations is extremely widespread for acquiring information about the world, and YouTube has become a post-digital arena where events and ideas are streamed and debated. Personal phone clips sit beside corporate documentaries, enabling underrepresented communities to upload micro-histories. All this is also constructing archival materials for the future past, where the voice of ordinary people is heard without much difficulty. However, this is not free of hierarchical power relations. The gatekeeping now lies in recommendation algorithms: metrics such as watch time, clicks, likes, and ad value elevate some representations while burying others. Recent studies acknowledge YouTube’s role in public memory, but its relationship to postmodern debates on narrative power and algorithmic gatekeeping needs further analysis. This paper explains how YouTube’s everyday archival practice continues the postmodern historiographic tradition, embracing fragmentation, plural voices, and the decentering of authority, while exposing new risks of algorithmic distortion. By discussing the legacy of postmodern history in YouTube, the study aims to clarify when the platform functions as a “history in the making” archive.