Uluslararası Osmanlı’xxdan Cumhuriyet’xxe Türkiye’xxde Darbeler Sempozyumu, Kayseri, Türkiye, 7 - 08 Ekim 2019, ss.47
Başlangıcı 15. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirilen Türkiye-Rusya ilişkileri, yüzyıllar boyunca bölgesel rekabet ve buna bağlı olarak düşmanlık çerçevesinde gelişme gösterdi. Bu rekabet sebebiyle 18. ve 19. yüzyıllarda birçok defa savaşmak zorunda kalan iki taraf arasında ilk kapsamlı dostluk ve işbirliğine dayalı ilişkiler Sovyetler Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti arasında Vladimir Lenin ve Mustafa Kemal Atatürk dönemlerinde yaşandı. Stalin döneminde tekrar canlanan düşmanlık algısı ve rekabete dayalı ilişkiler, onun ölümü ardından yerini bir kez daha işbirliğine bıraktı. 1990’lı yılların ortalarından itibaren ise iki ülke ilişkilerde rekabetten işbirliğine geçilmesi yönünde ciddi adımlar atmaya başladı. Bu suretle olumlu yönde gelişmeye başlayan ilişkiler 2000’li yıllarda ivme kazandı ve artık taraflar arasında “stratejik ortaklık” söylemleri dillendirilmeye başlandı. Bu yakınlaşmada rol oynayan bölgesel gelişmeler, aynı zamanda iki taraf arasında krizleri de beraberinde getirdi. Fakat bu krizler 24 Kasım 2015’te Türkiye’nin Rusya’ya ait bir savaş uçağını düşürmesine kadar ilişkilerin seyrini etkilemedi. Bu hadise, 2000’li yolların başından itibaren kuvvetlenmeye başlayan güven ortamını yıkarken Rusya tarafının eylem ve söylemlerinde gösterdiği düşmanlık ile Rus kamuoyunda da derin izler bıraktı. Öyle ki 27 Haziran 2016’da Ankara’dan gelen özür maiyetindeki mesaj sonrası Türk ve Rus hükümeti tarafından ilişkilerin hızla düzeltilmesi yönünde atılan adımlara karşın Rus basınındaki Türkiye algısı temkinli ve şüpheci olarak kaldı. 15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan darbe teşebbüsü karşısında Rus Hükümeti açıkça Türkiye’deki meşru iktidarın yanında tavır sergilerken, Türkiye’de yaşanan bu hadiseye yönelik Rus yayın organlarının gösterdiği duruş farklılıklar gösterdi.
Anahtar Kelimeler: Rusya, Türk-Rus İlişkileri, Uçak Krizi, 15 Temmuz Darbe Girişimi.