Çizgi Kitabevi Yayınları, Konya, 2025
Modernleşmenin hızlandığı, kimliklerin
akışkanlaştığı, tüketim kültürünün yaygınlaştığı kentlerde bütün diğer yapılar
gibi dindarlık da artık eski formlarına sığmıyor: bireyselleşiyor,
görünürleşiyor, estetize oluyor, pazara giriyor ve yeni topluluk tipleri
yaratıyor. Bu kitap, değişimin yeni bir boyut ve derinlik kazandığı yeni
kentlileşme sürecinde dini hayatın çeşitlenen tezahürlerini ve kent
dindarlığını anlam merkezli bir yaklaşımla tartışmaya açmaktadır.
Türkiye’de din ve modernlik ilişkisi,
tarihsel, kültürel ve siyasal süreçlere egemen olmuş çok yönlü bir etkileşim
eksenidir. Bu eksenin kültüre ve gündelik hayata yansıyan etkileri ise en somut
biçimde kentsel mekâna yansımakta, dinin toplumsal etkileri yeni kent kültürü
ve kimliği ile birlikte evrilmektedir. Küreselleşmenin benzeştirdiği yeni
kentlilik süreçleri yalnızca yapısal değişimleri değil, kent dindarlığı
bağlamında dini anlayış ve yorumları da kuşatmaktadır. Dolayısıyla kent-sonrası
bir dünyada kent dindarlığını konuşmak daha anlamlı ve önemli hale gelmektedir.
Kitap, Kent
Dindarlığı olgusunu eksene alarak dini hayata ilişkin saha gözlemlerini anlam
merkezli bir çözümlemenin konusu yapmakta ve bu süreci anlamak isteyen herkesi
yeniden düşünmeye çağırmaktadır.