Asoscongress Uluslararası Hukuk Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 15 Haziran 2022, ss.74
Çalışmanın amacı, hava sahası rejiminde egemenlik kavramının gelişimi ve mahiyetini
ortaya koymaktır. Çalışma, havacılık faaliyetlerinin gelişimiyle paralel olarak hava hukuku
düzenlemeleri, konferansları, toplantıları ve diğer çalışmaları incelemek suretiyle egemenlik
kavramının hava sahası açısından nasıl bir gelişim kaydettiğini ele alacaktır. Egemenlik
kavramının hava sahası rejiminde değişkenlik göstererek ilerlediği, hava hukukuna ilişkin
1900’lü yılların başlarındaki ilk çalışma ve toplantılarda hava sahasının serbestliğine ilişkin
görüşlerin baskın geldiği, hava sahasının da denizler gibi insanlığın kullanımına açık olması
gerektiği düşüncesinin olduğu ancak sonraki süreçte hava sahasında devletin egemenliği
görüşünün ağır bastığı ve devletin egemenliğinin sözleşmelere yansıdığı gözlemlenmiştir. Bu
gelişmelerde ise en büyük etkenin savaşlar sebebiyle meşru güvenlik kaygısı olduğu ifade
edilmektedir. Hava araçlarının uluslararası çatışmalarda aktif ve esaslı şekilde kullanılması,
hava sahasında serbestlik görüşüne kuşkuyla yaklaşılmasına sebep olmuş, Birinci Dünya Savaşı
sonrası imzalanan ilk ve en kapsamlı çok taraflı hava hukuku sözleşmesi olan 1919 tarihli Paris
Sözleşmesi’nde, devletin hava sahasındaki egemenliği net olarak kabul edilmiştir. Paris
Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırarak yürürlüğe giren, daha kapsamlı ve daha çok katılımlı olan
Şikago Sözleşmesi ise 1944 yılında imzalanmıştır. Şikago Sözleşmesi de Paris Sözleşmesi’nde
olduğu gibi, 1. maddesinde hava sahasında devlet egemenliğini net olarak kabul etmiştir.
Şikago Sözleşmesi’nin 1. maddesi şu şekildedir: “Akit devletler, her devletin ülkesi üzerindeki
hava sahasında tam ve münhasır egemenliği haiz olduğunu tanır”. Hava sahası egemenliği
açısından uluslararası hava hukukunda temel metin olarak nitelendirilebilecek Şikago
Sözleşmesi halen yürürlüktedir. Bu sözleşme sonrasında hava sahası egemenliğine ilişkin bu
derece kapsamlı ve net hükümler barındıran bir sözleşme imzalanmamış olması dolayısıyla
hava hukuku ve hava sahasında egemenlik rejiminin zeminini bu sözleşme oluşturmaktadır.
Neticede, egemenlik kavramının hava hukuku ve hava sahasının hukuki rejimi açısından temel
bir kavram olduğu, günümüz hava hukuku sisteminin egemenlik çerçevesinde şekillendiği ve
hava sahası rejiminin egemenlik temelinde olduğu sonuçlarına ulaşılmıştır.