Uluslararası akademik ve Bilimsel Çalışmalar ve Araştırmalar Kongresi, İstanbul, Türkiye, 1 Eylül - 02 Ekim 2022, ss.20-21
Aşırı sağcı ve beyaz üstünlüğünü savunan Brenton Harrison Tarrant tarafından 15 Mart 2019
tarihinde Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde Cuma namazı sırasında gerçekleştirilen terör
eyleminin Afganistan uluslararası medyasında nasıl temsil edildiği; terör eyleminin kurbanları
olarak Müslümanların ve olayın failinin söz konusu kuruluşların haberlerinde nasıl sunulduğu
bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Müslümanlara yönelik olarak gerçekleştirilen ve
faillerin Batılı olduğu terör eylemlerinin münferit eylemler olarak değerlendirilmesi ve failin
de psikolojik sorunlarla çerçevelenmesi ilgili literatürün sıklıkla işaret ettiği bir durumdur. Bu
verinin Afganistan’da yayın yapan uluslararası yayın kuruluşları açısından, Christchurch terör
saldırıları özelinde geçerli olup olmadığı ya da ne ölçüde geçerli olduğu çalışmanın temel
problemini teşkil etmektedir. Hedef kitlenin Müslüman olması ve terör saldırılarının yaygınlığı
sebebiyle özellikle Afganistan’da bu türden bir olayın nasıl çerçevelendiğinin ele alınması
önem arz etmektedir ve Yeni Zelanda terör olayının Afganistan’da yayın yapan uluslararası
medya kuruluşlarında nasıl temsil edildiğine dair herhangi bir çalışma yapılmadığı
görülmektedir. Bu önem ve eksiklik çerçevesinde araştırma, uluslararası yayın kuruluşlarının
ülke özelindeki misyonlarını belirginleştirmek açısından dikkate değer sonuçlar ortaya koyma
potansiyeline sahiptir. Araştırma kapsamında VOA Dari, DW Dari, Özgür Radyosu, BBC
Farsça ve Euronews Farsça gibi Afganistan uluslararası medyasının 15.03.2019-27.08.2020
tarihleri arasında kendi internet sitelerinde olay ile ilgili yayınladığı yazılar, nitel araştırma
yöntemi tekniklerinden doküman analiziyle ele alınmış elde edilen verilerin analiz edilmesinde
içerik analizine başvurulmuştur. Analiz süreci, araştırma alt soruları bağlamındaki temalar
doğrultusunda şekillendirilmiştir. Elde edilen veriler çerçevesinde söz konusu medya
kuruluşlarının olayı direk olarak terör saldırısı şeklinde vermekten çeşitli tekniklerle ve
mümkün olduğu kadar kaçındığı, eylemin failini doğrudan terörist olarak nitelendirmediği
bulgulanmıştır. Ayrıca İslam ve Müslüman gibi kavramların yazılarda yeterince kullanılmadığı
ve temsil edilmediği tespit edilmiştir. Bu durumda ilgili medya kuruluşlarının uluslararası
medya emperyalizmini doğrular biçimde İslomofobik eğilimlere, yerel düzlemde de dahil
olduğu ifade edilebilir.
The subject of this study is how the terrorist act committed by far-right extremist
and white supremacist Brenton Harrison Tarrant during Friday prayers in
Christchurch, New Zealand on March 15, 2019, is represented in the international
media in Afghanistan, and how Muslims as victims of the terrorist act and the
perpetrator of the act are presented in the news coverage of these media units. The
fact that terrorist acts against Muslims committed by Westerners are evaluated as
isolated acts and the perpetrator is framed with psychological issues is a situation
that is frequently highlighted in the relevant literature. The main problem of this
study is whether or to what extent this data is valid for international broadcasting
organizations in Afghanistan in the context of the Christchurch terrorist attacks.
Because the target audience is Muslim and terrorist attacks are common, it is
especially important to address how such an event is framed in Afghanistan, where
no research has been conducted on how the New Zealand terrorist incident is
represented in international media organizations’ broadcasting. Within the context
of this importance and deficiency, the research has the potential to obtain
remarkable results in terms of clarifying the missions of international media
organizations in the country. The articles published on the websites of
Afghanistan's international media such as VOA Dari, DW Dari, Radio Free, BBC
Persian, and Euronews Persian between 15.03.2019 and 27.08.2020 were analyzed
using document analysis, one of the techniques of qualitative research method, and
content analysis was used to analyze the data obtained. Within the framework of
the data obtained, it was observed that the media organizations in question avoided
directly portraying the incident as a terrorist attack as much as possible using
various techniques and did not directly characterize the perpetrator of the act as a
terrorist.