Diğer, ss.865-867, 2021
Bu çalışmada Muʻtezile’nin Allah’ın yapması vâcip olan (vücûb alellah) birtakım fiilleri olduğu
iddiası ele alınmıştır. Bu iddianın tutarlılığı, diğer kelâmî ekollerin itirazları da dikkate alınarak
incelenmiştir. Ayrıca Muʻtezile içinde, Allah’a vâcip kabul edilen fiillerin neler olduğu hususunda
ortaya çıkan ihtilaflar üzerinde durulmuştur. “Vücûb alellah” düşüncesinin temelleri ile ilgili
bölümde, vücûb kavramı analiz edilmiş ve Muʻtezile’nin Allah hakkında vücûb lafzını
kullanmasında, onların bu kavrama verdiği anlamın önemli bir etkisi olduğu görülmüştür. Vücûb;
aklî, metafiziksel ve ahlâkî türleri bakımından incelenerek her bir vücûb türünün Allah hakkında
geçerli yönleri ele alınmıştır. Muʻtezile’nin “vücûb alellah” düşüncesini temellendirdiği aklî
yöntem olan “şâhidden gâibe istidlal” üzerinde durulmuş, ayrıca onların bu hususta delil
gösterdiği semʻî referanslar da incelenmiştir. Ehl-i Sünnet’in bu düşüncenin temellendirilmesinde
kullanılan “şâhidden gâibe istidlal” yöntemine iki açıdan itiraz ettiği görülmüştür. Birincisi,
yöntemin epistemolojik değeri ile ilgilidir. İkincisi ise onların, vücûbu gâibde kullanmaya uygun
bir kavram olarak görmemeleri ile ilişkilidir. Ayrıca Ehl-i Sünnet bu konuda Mu’tezile’nin
referansta bulunduğu ayetleri de onlardan farklı şekilde yorumlamıştır. Muʻtezile’nin Allah
hakkında vücûb fikrine ulaşmasında, Allah tasavvurunun önemli bir etkisi olmuştur. Bu nedenle
onların, Allah’ın zâtî ve fiilî nitelikleri ve bu niteliklerin ilâhî zâtla ilişkisini nasıl izah ettikleri
“vücûb alellah” düşüncesi açısından ele alınmıştır. Muʻtezile âlimleri, mahiyeti zâtının aynısı olan
bir Allah tasavvuru ortaya koymuş ve Allah’ın temelde, mahiyeti açısından bir vücûbiyet içinde
bulunduğunu ileri sürmüşlerdir. Böylece onlar, ilâhî fiillerin gerçekleşmesinde harici bir
gerektiricinin değil, zâtî niteliklerin ve bunlarla bağlantılı olarak Allah’ın sahip olduğu fiilî
niteliklerin belirleyici olduğunu ileri sürmüşlerdir. Muʻtezile, zâtî ve fiilî niteliklerin ilâhî fiiller
üzerindeki bu belirleyiciliğini vücûb lafzıyla ifade etmiştir. Bu şekilde onların, aklî bir çıkarım
olarak ulaştıkları “vücûb alellah” düşüncesinin, ilâhî zâtın mahiyetini tasavvur biçimiyle
yakından ilişkili olduğu gözlemlenmiştir. Mu‘tezile’nin, Allah hakkında vâcip kabul ettikleri fiilleri
genel olarak yaratma, teklif ve temkîn konularıyla ilişkilendirdikleri görülmüştür. Ancak bu
hususların tamamında Muʻtezile âlimleri hemfikir değildir. Ekol içinde ortaya çıkan teorik
farklılıklar, Allah hakkında vâcip kabul edilen fiillerin neler olduğu hususundaki görüşleri de
etkilemiştir.
Anahtar Kelimel