PHILOSOPHICAL SUICIDE AND REBELLION IN ALBERT CAMUS


Creative Commons License

Topakkaya A.

Atlas I. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Nevşehir, Turkey, 19 - 21 October 2018, pp.133-143

  • Publication Type: Conference Paper / Full Text
  • City: Nevşehir
  • Country: Turkey
  • Page Numbers: pp.133-143
  • Erciyes University Affiliated: Yes

Abstract


After the second half of the twentieth century, great changes took place in the world, especially due to the influence of the second world war. As a result of wars and technological developments, there has been a difference in terms of people's living conditions and concepts. Therefore, the philosophy of existentialism that emerged in this period became a depressive philosophical movement due to the situation in which it exists. In this movement, human existence is mainly; Freedom, launching into the world, responsibility, absurdity, suicide has become such a judge. One of the philosophers who focus on these issues is Albert Camus.

Camus; emphasizing that having a judgment on whether life is worth living is the answer to the basic problem of philosophy. In this context, if there is a significant philosophical problem, it is also a suicide. The philosopher, focusing on the ridiculous concept of confrontation in every aspect of life, has touched upon the suicidal and philosophical suicidal issues that have emerged as the result of confrontation with bullfight and has brought different interpretations to these issues. In this context, the philosopher, who brings the concept of revolt as a third way into the agenda, emphasizes that this concept is very important to emphasize the importance of human life and to resist the concept of absurdity.

 

Key Words: Albert Camus, Existentialism, Absurd, Philosophical Suicide, Rebellion

Yirminci yüzyılın ikinci yarısından sonra, özellikle ikinci dünya savaşının da etkisiyle dünyada büyük değişimler meydana gelmiştir. Günümüze kadar olan bu süreçte, savaşlar ve teknolojik gelişmelerin bir sonucu olarak, insanların yaşam şartlarında ve kavramlara bakış açılarında farklılaşma oluşmuştur. Dolayısıyla bu dönemde ortaya çıkan Varoluşçuluk felsefesi, içinde bulunduğu durum nedeniyle bunalımlı bir felsefi akım olmuştur. Bu akımda insan varoluşu temelde olmak üzere; özgürlük, dünyaya fırlatılmışlık, sorumluluk, saçma, intihar gibi konular hâkim olmuştur. Bu konular üzerine yoğunlaşmış filozoflardan biri ise, şüphesiz Albert Camus’dür.

Camus; yaşamın, yaşanmaya değer olup olmadığı konusunda yargıya varmanın, felsefenin temel problemine cevap vermek olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamda, önemli bir felsefi problem varsa, o da intihardır, demiştir. Hayatın her alanında karşımıza çıkan saçma kavramının üzerinde duran filozof, saçmayla karşılaşmanın sonucu olarak ortaya çıkan intihar ve felsefi intihar konularına değinmiş ve bu konulara farklı yorumlar getirmiştir. Bu bağlamda, üçüncü bir yol olarak başkaldırı kavramını gündeme getiren filozof, bu kavramın insan yaşamının önemini vurgulamak ve saçma kavramına direnmek anlamında oldukça önemli olduğunu vurgulamaktadır.

 

Anahtar Kelimler: Albert Camus, Varoluşçuluk, Saçma, Felsefi İntihar, Başkaldırı