Amaç: İki yaşından küçük çocuklarda kafa travması, acil servislerde sık karşılaşılan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Bu yaş gru- bunun kendine özgü anatomik ve fizyolojik özellikleri nedeniyle, doğru klinik değerlendirme ve uygun yönetim stratejileri önemli bir güçlük olmaya devam etmektedir. Bu çalışma, iki yaş altı çocuklarda görülen kafa travması olgularının epidemiyolojik özellik- lerini, klinik bulgularını, görüntüleme uygulamalarını ve klinik sonuçlarını değerlendirmeyi amaçlamıştır. Ayrıca, uluslararası klinik kılavuzlara uyum düzeyini belirleyerek gereksiz bilgisayarlı tomografi (BT) kullanımını azaltmaya yönelik pratik öneriler sunmayı hedeflemiştir. Materyal ve Metod: Retrospektif, gözlemsel nitelikteki bu çalışmada, 1 Ocak – 31 Aralık 2015 tarihleri arasında üçüncü basamak bir eğitim ve araştırma hastanesi acil servisine kafa travması nedeniyle başvuran 0–24 ay arasındaki 2074 çocuğun tıbbi kayıtları incelendi. Hastaların demografik özellikleri, travma mekanizmaları, klinik bulguları, Glasgow Koma Skalası (GKS) skorları, BT gö- rüntüleme endikasyonları ve sonuçları ile klinik izlem verileri kaydedildi. Toplanan veriler tanımlayıcı istatistikler, lojistik regresyon ve ROC analizleri kullanılarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 2074 hastanın en sık travma mekanizması düşme olarak saptandı (%64,6). Hastaların %64,6’sına BT uygulandı; ancak bunların yalnızca %10,4’ünde klinik olarak anlamlı intrakraniyal bulgular tespit edildi. Pozitif BT bulguları açısından en güçlü belirleyiciler bilinç kaybı (OR=1,75) ve saçlı deri hematomu (OR=1,62) olarak belirlendi. ROC analizi, klinik de- ğerlendirmenin tek başına görüntüleme kararı vermede orta düzeyde güvenilir olduğunu gösterdi (AUC=0,72). Sonuç: Uluslararası kılavuzlara rağmen, iki yaş altı pediatrik kafa travması vakalarında BT kullanımı halen gereğinden fazladır. Gereksiz radyasyon maruziyetini en aza indirmek, hasta güvenliğini artırmak ve klinik sonuçları iyileştirmek için Pediatrik Acil Ba- kım Uygulamalı Araştırma Ağı (PECARN) gibi yapılandırılmış klinik karar protokollerinin uygulanması ve sağlık profesyonelleri ile ebeveynlere yönelik eğitim programlarının hayata geçirilmesi kritik öneme sahiptir. Gelecekteki çalışmalar, hızlı-sekanslı MR gibi alternatif görüntüleme yöntemlerinin ve yapılandırılmış gözlem protokollerinin uygulanabilirliğini ve etkinliğini daha detaylı olarak incelemelidir. Nihayetinde, gereksiz BT kullanımının azaltılması, kılavuzlara tam uyum, yapılandırılmış eğitim programları, aktif ebeveyn katılımı ve daha güvenli görüntüleme yöntemlerinin araştırılmasını içeren çok yönlü bir strateji gerektirir. Böyle bir yak- laşım, pediatrik kafa travmalarında optimal bakım ve hasta güvenliğini sağlayacaktır.
Background: Head trauma in children under two years of age is a significant public health concern frequently encountered in emergency departments. Due to the unique anatomical and physiological characteristics of this age group, accurate clinical eva- luation and appropriate management remain challenging. This study aimed to examine the epidemiological characteristics, clini- cal presentations, imaging practices, and clinical outcomes of pediatric head trauma cases in this vulnerable age group. Additio- nally, it assessed adherence to established international clinical guidelines and sought to provide practical suggestions to mini- mize the unnecessary use of computed tomography (CT) imaging. Materials and Methods: In this retrospective observational study, medical records of 2,074 pediatric patients aged 0–24 months who presented to the emergency department of a tertiary care training and research hospital with head trauma between January 1, 2015, and December 31, 2015, were analyzed. Data collected included patient demographics, mechanisms of injury, clin ical findings, Glasgow Coma Scale (GCS) scores, indications for CT imaging and results, and clinical follow-up information. All data were analyzed using descriptive statistics, logistic regression, and receiver operating characteristic (ROC) curve analysis. Results: Falls were the most common mechanism of injury, accounting for 64.6% of cases. CT scans were performed in 64.6% of the patients; however, clinically significant intracranial injuries were detected in only 10.4%. Loss of consciousness (OR=1.75) and scalp hematoma (OR=1.62) were identified as the strongest independent predictors of positive CT findings. ROC analysis demonst- rated moderate predictive performance (AUC=0.72), indicating that clinical assessment alone provides limited accuracy in guiding imaging decisions. Conclusions: Despite well-established international guidelines, CT scans continue to be overused in pediatric head trauma cases among children under two years of age. Implementing structured clinical decision tools such as the Pediatric Emergency Care Applied Research Network (PECARN) criteria, along with targeted educational programs for healthcare providers and parents, is critical to minimizing unnecessary radiation exposure, enhancing patient safety, and improving clinical outcomes. Future studies should investigate alternative imaging modalities, such as rapid-sequence MRI, and structured observation protocols to better determine their practicality and effectiveness. Ultimately, reducing unnecessary CT use requires a multifaceted approach that includes strict adherence to guidelines, structured educational initiatives, active parental involvement, and exploration of safer imaging methods. Such a comprehensive strategy will help ensure optimal care and improved patient safety in pediatric head trauma.