1.Nörogenetik ve Nörometabolizma Kongresi, İstanbul, Türkiye, 9 - 11 Mayıs 2024, ss.1-2
AMAÇ
Charcot-Marie-Tooth
(CMT) nöropatisi, herediter motor ve duyusal nöropati (HMSN) olarak da bilinen,
kronik polinöropati ile karakterize edilen bir grup bozukluğu ifade eder (1). Farklı popülasyonlarda 1:2500 'lük prevalansı ile en sık
görülen genetik herediter nöropatidir (2). Hastalık sinir iletim hızlarına göre
demiyelinizan, aksonal ve altta yatan genetik geçişine göre otozomal dominant,
resesif olarak sınıflandırılır (3). Klinik belirtilere
baktığımızda simetrik distal polinöropatiye bağlı pes kavus deformitesi,
bacaklarda incelme, azalmış veya kaybolmuş derin tendon refleksleri, distal
duyu kaybı ve yürüyüş anormallikleri yer alır (4). Bu vaka sunumunda de novo
olarak tespit edilen inositol trifosfat reseptör 3 (IP3R) ’teki
mutasyona bağlı CMT tip 1J tanısı alan olgumuzu paylaşacağız.
MATERYAL
METOT/BULGULAR
Ek hastalığı olmayan 26 yaşındaki erkek hastamız
polikliniğimize 1,5 yıldır olan yürüme güçlüğü şikayetiyle başvurdu.
Dinlenmeden 200 metre kadar yürüyebiliyordu. Ailesinde benzer şikayet, hastalık
öyküsü, akrabalık olmadığını belirtti. Muayenesinde
distal kas gücü zaafı saptandı. Sağda stiloradyal refleksi ve bilateral aşil
refleksi alınamadı. Kranial görüntülemesi normal olarak değerlendirildi.
Yapılan elektromiyografide (EMG)’de motor sinir iletim çalışması (NCS), iki
taraflı peroneal sinirlerde yanıt kaydedilmedi.İki taraflı tibial ve peroneal
sinirlerde sekonder aksonal dejenerasyon ( uzamış distal gecikmeler,
azalmış bileşik motor aksiyon
potansiyelleri saptandı. İleti bloğu gözlenmedi) ile demiyelinizan bir nöropati
varlığını ortaya çıkardı. Test edilen sural duyusal yanıtlar kaydedilemedi. İğne çalışmasında demiyelinizan nöropati ile
uyumlu bulgular saptandı. Hastanın şikayetleri elektrofizyolojik bulguları göz
önünde bulundurularak herediter nöropati ön tanısıyla tüm ekzon sekanslama yapıldı.
Sonucunda IP3R’teki mutasyona bağlı CMT tip 1J tanısı konuldu. Hastalık otozomal dominant kalıtılmasına
rağmen anne baba ve kardeşlerde benzer hastalık öyküsü olmadığı için de novo mutasyon
olarak tanımlandı.
SONUÇ
CMT1J, kalın lif nöropatisi ve distal motor ve duyu
bozukluğu ile karakterize otozomal dominant bir hastalıktır. Başlangıç yaşı
çocukluk ve orta yetişkinlik arasında değişmektedir. Her ne kadar ilerleyici
olsa da kliniği ciddi morbidite ile minimal hasar arasında değişmektedir.
Kalsiyum metabolizmasında rol oynayan ve kalsiyumun endoplazmik retikulumdan
sitoplazmaya salınmasına yardımcı olan ITPR3 genindeki mutasyondan kaynaklanır.
Salınan bu kalsiyumun, normal hücresel işleyiş için gerekli olan çeşitli
etkileri vardır. Mutasyon varlığında hücresel apoptoz ortaya çıkar (5).
IP3R’ler, ağırlıklı olarak endoplazmik retikulum (ER)
membranında yer alan ve kalsiyum (Ca+2) salınımına aracılık eden Ca+2
kanallarıdır. Mutasyon başta nöropatiler olmak üzere skuamöz hücreli
karsinom,immünopatilerle ilişkilendirilmiştir (6).
Literatüre
baktığımızda daha önceden bildirilmiş 3 olgu raporu bulunmaktadır (6).
Hastamızda bunlarla uyumlu olarak demiyelinizan simetrik polinöropati, distal
alt ekstremite zaafı bulunmaktaydı. Aynı zamanda otozomal dominant geçişe
rağmen etkilenen aile bireyinin olmadığı görüldü.
En sık görülen herediter nöropati olarak
tanımlanan CMT hastalık fenotiplerinin sayısı devam eden genetik çalışmalarla
artmaya devam ediyor. ITP3R'ün CMT için hastalığa neden olan bir gen olduğuna
ve hastalık patogenezinde kalsiyum homeostazisinin rol oynadığı kanıtlandı
(7). Araştırmalar devam etmesine ve birçok molekül klinik
deneme aşamasına yaklaşmasına rağmen CMT'nin tedavisi yoktur. Tıbbi yönetim
hastalık sürveyansına, semptomların yönetimine
ve hastalığın ilerlemesinin yavaşlatılmasına odaklanır (8).