V. International İstanbul Scientific Research Congress, İstanbul, Türkiye, 14 - 15 Ağustos 2021, ss.349-350
Sözleşme özgürlüğü ilkesi gereğince taraflar sözleşmenin içeriğini diledikleri gibi belirleyebilir. Ancak sözleşme kanunun emredici hükümlerine, ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı ya da konusu imkânsız ise kesin hükümsüzdür. Ancak bazı durumlarda hükümsüzlük, sözleşmenin içeriğinin bir kısmıyla sınırlı olabilir. Böyle bir durumda kısmî hükümsüzlük gündeme gelir.
Değiştirilmiş kısmî hükümsüzlük, bir sözleşmede yer alan münferit düzenlemenin bölünme kabul edilmeksizin geçersiz olmasını ifade eder. Sözleşmede meydana gelen boşluğun ise, ikâme bir hüküm ile doldurulması esasına dayanır. Bu kapsamda, sözleşme boşluğu doldurulurken başvurulacak ilk yol emredici ve tamamlayıcı hukuk kurallarıdır. Emredici hukuk kurallarına başvurulması halinde ise, tarafların farazi iradeleri artık dikkate alınmaz. Tamamlayıcı hukuk kuralları açısından önem arz eden husus ise, bu hükümlerin, sözleşmenin içeriği ve diğer hükümleri ile uyum içerisinde olmasıdır.
Değiştirilmiş kısmî hükümsüzlük yaptırımında, sözleşme boşluğunun doldurulması için başvurulabilecek bir diğer yol tarafların farazi iradeleridir. Ancak bunun için, somut olayda başvurulabilecek bir emredici veya tamamlayıcı hukuk kuralının bulunmaması gerekir. Tarafların farazi iradelerinin tespiti, özellikle sözleşmede taraflardan biri için aşırı bağlanmaların söz konusu olduğu hallerde öneme sahip olmaktadır.
In accordance with the principle of freedom of contract, the parties can determine the content of the contract as they wish. However, if the contract is contrary to the mandatory provisions of the law, morality, public order, personal rights or if its subject is impossible, it is null. However, in some cases, the nullity may be limited to a part of the content of the contract. In such a case, the topic at hand would be partial nullity.
Modified partial nullity means that a fragmentary arrangement in a contract is invalid without accepting division. It is based on filling the resulting gap in the contract with a substitute provision. In this context, the first method to be applied when filling the contract gap is the mandatory and default rules. In case of applying to the mandatory rules of law, the fictious will of the parties is no longer taken into account. The important point in terms of default rules is that these provisions must be in harmony with the content and other provisions of the contract.
In the modified partial nullity sanction, another way to fill the contract gap is to apply to the fictious will of the parties. However, for this, there must not be a mandatory or complementary rule of law that can be applied in the concrete case. The determination of the fictious will of the parties is especially important in cases where there is excessive commitment for one of the parties in the contract.