"ABD YÜKSEK KOMİSERİ AMİRAL BRİSTOL'UN RAPOR ve SAVAŞ GÜNLÜKLERİNDE ERMENİ MESELESİ (1919-1927)",


Creative Commons License

KÖSE I., Öksüz H.

Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon, 2015

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2015
  • Yayınevi: Karadeniz Teknik Üniversitesi
  • Basıldığı Şehir: Trabzon
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra Osmanlı Devleti’nin başa çıkmak zorunda kaldığı sorunlara bir de Ermeni Meselesi eklenmiştir. Bu tarihe kadar Ermeni Meselesi, Büyük Devletler tarafından çok fazla dikkate alınmıyordu. Fakat Berlin Konferansı’ndan başlayarak Büyük Devletler, Ermeni Komite ve komitacılarının yıkıcı faaliyetlerini teşvik ederken, ayaklanmaları da Osmanlı içişlerine karışabilmek için hazır bahaneler olarak değerlendirdiler. Bu dönemde şarkiyatçı, yazar, tarihçi, gazeteci ve devlet görevlilerinin yazmış olduğu günce, makale, kitap ve her nevi basılı neşriyat, hadiseleri tek yönlü olarak ele aldı ve sürekli Ermenilerin mazlum, Türklerin zalim olduğu tezi işlendi.[1] I. Dünya Savaşı sonrası, Mondros Mütarekesi ile Osmanlı Devleti’nin fiilen dağılması neticesinde Ermeniler başta olmak üzere eski Osmanlı azınlıkları bildik basmakalıp iddiaları tekrarlayarak propagandaya başladılar. Amaç dağılmakta olan Osmanlı mirasından mümkün olduğu kadar pay almaktı.

Tüm bu tartışmalar içinde, Mondros Mütarekesinden hemen sonra Amiral Bristol İstanbul’a atandı ve 1919 Ağustos ayında Yüksek Komiser olarak görevlendirildi. Amiral Bristol bir donanma subayıydı ve Amerika’daki Ermeni propagandasından etkilenmiş olarak Türkiye’deki görevine başladı. Denizci olmasının kendisine kazandırdığı temel bir özellik titiz bir gözlemci olması ve günlük tutma alışkanlığıdır. Bristol’u kendisinden önceki temsilcilerden ayıran en önemli özellik buydu. Ayrıca, Amiral Bristol seleflerinin aksine mutaassıb  bir Hıristiyan değildi.[2] Türkiye’de bulunduğu süre içerisinde 1919-1927 tarihleri arasında gördüklerini ve elde ettiği bilgileri yaşandığı şekli ile günlüklerine aktardı. Bu nedenle Ermeni komite ve komitacılarının nefretini kazandı ama bunu umursamadı.

 

[1] Ermeni Komitelerinin I. Dünya Savaş öncesinde ve Savaş esnasındaki mezalimleri, tertipleri ve Çarlık Rusya ile işbirlikleri için bkz. Genel Kurmay Başkanlığı, Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918, Genel Kurmay ATASE ve Denetleme Başkanlığı Yayınları, Genel Kurmay Basımevi, Ankara, C. I-II, 2005; C. III, IV, V, VI,  2006; C. VII, 2007; C. VIII, 2008.

[2] Amiral Bristol, İstanbul’da bulunduğu süre içerisinde Amerikan Kolonisi’nin organize ettiği Pazar ayinlerine ya hiç katılmıyor ya da çok nadiren katılıyordu. Bu durumu günlüklerinde, “… Genellikle Kiliseye gitmediğim için Gates [Misyoner Philip Calep Gates, Robert Koleji Müdürü] bana Pazar vaazının bir kopyasını verdi… Gates’e, kiliseye gitmediğimi çünkü bir kiliseye gittiğimde onların kurallarına uymaz, dua kitaplarındakileri okumazsam cennete gidemeyeceğimi söylüyorlar, diğer kiliselerdekiler de aynısını söylüyor. Böylece tüm mezheplerin orta yolunu bularak kendi Hıristiyanlığımı yaşamaya karar verdim ve kendi yaşayış şeklimi (kiliseye gitmeksizin) oluşturdum. dedim … Gates de benim fikirlerime katıldı …” şeklinde anlatır. Bristol 1920 Haziran’ında Ermeni Patriği’nin nüfus rakamları için şöyle demişti; “Patriğin Paris Barış Konferansı’nda Ermenilerin Anadolu’daki abartılı nüfus rakamları için söylediklerini; patrikhanenin doğumları kaydettiği ve vergi vermemek için bunu gizli tuttuğu doğrudur, fakat Patrik, patrikhanenin ölümleri mevcut nüfus rakamlarından düşmemiştir” diyerek yalanlamıştır. Bu yaklaşım, Ermenilerin ve Rumların politik çıkarlarına hizmet etmediği ve propagandalarının aslını ortaya çıkardığı için Bristol’den nefret etmekteydiler. Bristol, Ermeni ve Rumların kendisinin “Türk Yanlısı” pro-Turk olduğu suçlamasını yaptıkları ve görevden alınmasına çalıştıklarını bilmesine rağmen doğruları söylemekten vazgeçmemiştir. Bristol’un tarafsız raporları Ermeni lobilerinin kendisinin görevden alınması için harekete geçmesine yeter sebepti. Çünkü, Bristol’un dile getirdiği gerçekler kurgu Ermeni propagandasına zarar vermekteydi.