TARAFLARIN İFA YERİ ANLAŞMASI YAPARAK HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU’NUN YETKİ SÖZLEŞMESİNE İLİŞKİN HÜKÜMLERİNİ DOLANMALARI


Creative Commons License

DURAN O.

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, cilt.27, sa.1, ss.37-68, 2023 (Hakemli Dergi) identifier

Özet

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 17 ile, yetki sözleşmesi yapabilecek kişileri sınırlamıştır. Buna göre; sadece tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında yetki sözleşmesi yapabileceklerdir. Bu hükmün getirilme amacı, daha güçlü olan tacir ve kamu tüzel kişisinin, zayıf olan tüketicileri mahkemenin yetkisini tayin bağlamında iradesini dayatmasının (empoze etmesinin) önüne geçmektir. Alman medeni usul hukukunda da yetki sözleşmesini yapabilmeye yetkili kişiler tacirler ve kamu hukuku tüzel kişileri ile sınırlandırılmaktadır (Medeni Usul Kanunu; deutsche Zivilprozessordnung; dZPO m. 38/1). Yetki sözleşmeleri, çoğunlukla uygulamada asıl sözleşmenin bir unsuru, şartı olarak düzenlenmektedir. Usul kanunlarında sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olarak özel bir kesin olmayan yetki düzenlenesi daha mevcuttur. Bu düzenlemeye göre taraflar, ifa yerini kararlaştırarak yetkili mahkemeyi de tayin etmiş olurlar. Sözleşmenin bir tarafı tacir veya kamu tüzel kişisi, diğer tarafı tüketici ya da her iki tarafı da tüketici olan durumlarda, aslında yetki sözleşmesi yapılabilmesi mümkün değil iken, taraflar ifa yerini diledikleri gibi (ya da bir taraf empoze ederek) kararlaştırdıklarında dolaylı olarak yetkili mahkemeyi de kararlaştırmış olurlar. Dolayısıyla yetki sözleşmesinin sınırlayıcı hükmünü dolanmış, kanuna karşı hile durumu yaratmış olurlar. Alman kanun koyucu yetki sözleşmesini yapabilecek kişileri sınırlarken, aynı zamanda ifa yerini belirleyerek yetkili mahkemeyi belirleyebilecek kişileri de sınırlamıştır. Ancak HMK’da bu yönde hüküm eksiktir.
Article 17 of the Code of Civil Procedure limits the parties who can make a contract of authority. Only merchants and public law legal entities are permitted to conclude a contract of authority between them for with the intent of preventing the stronger merchant and public legal entity from imposing its will on weak consumers in the context of determining the court’s authority. This is also the case in German civil procedure law (German Civil Procedure Code article 38/1). Authorization agreements are mostly regulated as element or condition of the main contract in practice. There is a non-definitve special provision regarding disputes arising from the contracts. The parties are able to determine the venue of the court by determining the place of performance. If one of the parties to the contract is a merchant or a public legal entity and other party is a consumer, or both parties are consumers, while it isn’t possible to conclude an authorization contract, they indirectly determine the authorised court. Therefore, they circumvent the restrictive provision of the authorization agreement and create a situation of fraud against the law. Whilst limiting the persons who can make a contract of authorization, the German legislator also limits persons who are permitted to determine the place of performance. However, there is no provision in this regard in the CCP.