Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi ve Trakya’daki Aedes albopictus ve Culex pipiens popülasyonlarında kanatlı Haemosporidian parazitlerin moleküler taranması ve genetik karakterizasyonu


Creative Commons License

Şahin S., Yıldırım A., Pekmezci G. Z., İbiş O., Toroslu A. M., Diop S. D., ...Daha Fazla

24 Parazitoloji Kongresi, Bursa, Türkiye, 30 Ekim - 02 Kasım 2025, ss.118-119, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Bursa
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.118-119
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Kanatlı haemosporidian parazitleri (Plasmodium, Haemoproteus, Leucocytozoon), dünya genelinde geniş bir yayılıma sahip olup, kanatlı popülasyonları üzerinde önemli ekolojik ve sağlık etkileri bulunmaktadır. Türkiye'de, özellikle invaziv bir tür olan Aedes albopictus'un ve yaygın bir vektör olan Culex pipiens'in bu parazitlerin döngüsündeki rolü yeterince aydınlatılamamıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi ve Trakya'da geniş bir coğrafi alanda örneklenen Ae. albopictus ve Cx. pipiens popülasyonlarında kanatlı haemosporidian parazitlerinin moleküler prevalansını belirlemek, bu sivrisineklerin potansiyel vektörlük rollerini araştırmak ve tespit edilen parazitlerin genetik karakterizasyonunu yapmaktır. Yöntem: Çalışma, Türkiye'nin Karadeniz'e kıyısı olan ve Trakya'yı da kapsayan 15 ilde (Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Bartın, Kastamonu, Düzce, Sakarya, İstanbul, Kırklareli, Edirne, Tekirdağ) yürütülmüştür. 2023-2024 sivrisinek sezonlarında Gravid Aedes Tuzakları (GAT) kullanılarak örneklemeler yapılmıştır. Toplanan 1173 Aedes albopictus ve 377 Culex pipiens dişi sivrisineğinden, tür bazında sırasıyla 240 ve 106 olmak üzere toplam 346 DNA havuzunun tamamı analiz edilmiştir. Örneklerden genomik DNA (gDNA) izolasyonu yapılmış ve oluşturulan tüm havuzlar, kanatlı haemosporidian parazitlerinin varlığını tespit etmek için nested PCR yöntemi ile taranmıştır. Bu protokolde, ilk olarak Plasmodium, Haemoproteus ve Leucocytozoon cinslerini genel olarak hedefleyen HaemNFI ve HaemNR3 primerleri kullanılmış; ardından, bu ilk PCR ürünleri kalıp olarak kullanılarak, Plasmodium/Haemoproteus türlerine özgü HaemF/HaemR2 ve Leucocytozoon türlerine özgü HaemFL/HaemR2L primerleri ile ikinci bir PCR yapılmıştır. Pozitif bulunan örneklerde, parazitlerin genotipik tanımlaması için elde edilen amplikonlar Sanger dizileme yöntemi ile analiz edilmiştir. Elde edilen sekanslar MalAvi veritabanı kullanılarak tanımlanmıştır. Bulgular: Analiz edilen toplam 346 sivrisinek havuzunun 12'sinde (%3.47) kanatlı haemosporidian DNA'sı pozitif olarak saptanmıştır. Pozitiflikler yalnızca Artvin, Ordu ve Rize illerinde tespit edilmiş olup, diğer 12 ilde taranan örneklerin tamamı negatif bulunmuştur. Tür bazında değerlendirildiğinde, pozitiflik oranı Ae. albopictus için 240 havuzda 2 (%0.83) iken, Cx. pipiens için 106 havuzda 10 (%9.43) olarak belirlenmiştir. Bu sonuç, bölgedeki parazit döngüsünde Cx. pipiens'in daha aktif bir rol oynadığını göstermektedir. • Artvin: 31 Ae. albopictus havuzundan ikisinde ve 16 Cx. pipiens havuzundan üçünde yaygın bir kanatlı paraziti olan Plasmodium vaughani (nesil: P_SYAT05) tespit edilmiştir. • Ordu: İncelenen 7 Cx. pipiens havuzunun ikisinde, kanatlı sıtmasının en önemli etkenlerinden biri olan Plasmodium relictum (nesil: P_SGS1) tanımlanmıştır. • Rize: 16 Cx. pipiens havuzunda yapılan analizlerde; iki havuzda P. vaughani (P_SYAT05), iki havuzda ise P. relictum (P_SGS1) ve bir havuzda dünya için yeni bir Plasmodium nesli (lineage) saptanmıştır. Bu yeni nesil (ERUKARPLAS12), filogenetik olarak Plasmodium matutinum'a ait P_LINN1 nesline %99.79 oranında benzerlik göstermektedir. Sonuç: Bu çalışma, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi ve Trakya’yı kapsayan geniş bir coğrafyada yürütülen ilk kapsamlı vektör bazlı kanatlı haemosporidian taramasının sonuçlarını sunmaktadır. Bulgular, kanatlı Plasmodium türlerinin saptandığı aktif bulaşma odaklarının bölgesel olarak Doğu Karadeniz'de (Artvin, Rize, Ordu) yoğunlaştığını ve bu iller dışında kalan geniş bir alanda parazit DNA'sına rastlanmadığını göstermektedir. Hem invaziv Ae. albopictus'un hem de yerli Cx. pipiens'in bölgedeki Plasmodium türlerinin epidemiyolojisinde rol aldığı doğrulanmıştır. Dünya için yeni bir Plasmodium neslinin keşfedilmesi, bölgenin henüz aydınlatılmamış bir parazit çeşitliliğine ev sahipliği yaptığını ve bu tür araştırmaların parazitlerin evrimsel dinamiklerini anlamak için kritik olduğunu ortaya koymaktadır. Bu veriler, gelecekteki vektör kontrol stratejileri ve yaban hayatı hastalıklarının izlenmesi için temel bir kaynak niteliğindedir.