BİRİNCİ DALGA RUS GÖÇMEN EDEBİYATINDA TÜRK KADINI İMGESİ


Erinç E., Bozseki A.

RUSAD Rusya Araştırmaları Dergisi, sa.10, ss.133-149, 2023 (Hakemli Dergi)

Özet

Rus göçmen edebiyatı 20. yüzyılda üç ayrı göç dalgasıyla Rusya ve Sovyetler Birliği’nden dünyanın farklı yerlerine iltica eden göçmen yazarların eserlerinin oluşturduğu edebiyattır. Rus göçünün birinci dalgasını Rus İç Savaşı’nın (1918-1922/1923) doğal bir sonucu olarak Rusya topraklarında kuzeyden güneye ilerleyen askeri ve sivil nüfus oluşturur. Ülkelerini Karadeniz kıyılarındaki şehirlerden terk etmek zorunda kalan birinci dalga Rus göçmenleri için Rusya’nın dışındaki ilk durak İstanbul’dur. Birinci dalgayla İstanbul’a gelen göçmen yazarlar bu şehri gerek olay örgüsünün bir parçası olarak, gerekse eserlerine mekân seçerek kurgu ya da kurgu dışı eserlerine dahil etmişlerdir. İstanbul simgesel anlamlarıyla bu eserlere dahil olurken şehri var eden imgeler de bileşenleriyle birlikte Rus göçmen edebiyatı metinlerinde yerlerini almıştır. İmgeler arasında Boğaziçi, Ayasofya gibi sabit şehir imgeleri kadar insanlar ve mekânların buluşmasıyla örülmüş sosyal imgeler ve onların bileşenleri de bulunur. Rus göçmen edebiyatının birinci dalgasına mensup, göç yolu İstanbul’dan geçmiş yazarların eserlerinde Türk kadınının temsili bu çalışmanın konusunu oluşturur. Çalışmada Nadejda Teffi, Arkadi Averçenko, Aleksandr Vertinski ve Zinaida Şahovskaya gibi yazarların İstanbul ve Türk kadınını konu ettikleri eserlerinden oluşturulan örneklem ile göçmen edebiyatının Türk kadınını kendi söyleminde nasıl tanımladığını göstermek amaçlanmıştır. Edward Said’in Oryantalizm kuramı ve bu kurama getirilen yeni yaklaşımlarla Rus göçmen edebiyatı metinleri değerlendirilmiştir. Değerlendirme Batı’nın Doğu’yu bir bütün halinde ele alarak ona dair genellemelerle edebiyat ve sanat üzerinden meşruiyet kazandırdığı harem, çarşaf gibi imgeler ve onların bileşenlerinin sınıflandırılmalarıyla gerçekleştirilmiştir. Klasik oryantal klişelerin Rus edebiyatını etkilediği kadar göçmen edebiyatında da belirli bir etkisi olduğu görülmüştür. Rus göçmen edebiyatında Türk kadını imgesini ortaya koymak, Batı’nın Doğu’ya karşı geliştirdiği oryantalist söylemin Rus göçmen edebiyatındaki karşılığını görmeyi sağlamıştır.

ussian emigré literature is the body of work created by emigrant writers who, as a result of

three distinct waves of emigration from Russia and the Soviet Union to various parts of the

world, fled their home country. The first wave of Russian emigration was a natural

consequence of the Russian Civil War (1918-1922/1923) and consisted of a movement of

military and civilian populations from north to south across Russian territories. Istanbul

served as the first destination outside of Russia for the emigrants of the first wave, who were

compelled to leave their homeland, primarily from the coastal cities along the Black Sea.

Emigrant writers of the first wave have incorporated Istanbul into their works, either as part

of the plot or as the chosen setting, in both fictional and non-fictional pieces. Istanbul, with its

symbolic significance, has been included in these works along with the components of the

images that define the city. These images include the city's landmarks like the Bosphorus and

Hagia Sophia, as well as social images constructed through encounters between people and

places. This study focuses on the representation of Turkish women in the works of writers

who were part of the first wave of Russian emigration and whose migration route passed

through Istanbul, such as Nadezhda Teffi, Arkady Averchenko, Alexander Vertinsky, and

Zinaida Shahovskaya. The study evaluates the Russian emigrant literature texts using Edward

Said's theory of Orientalism and new approaches brought to this theory. The evaluation has

been performed through the classifications of images and their components, such as harem

and veil, through which the West legitimizes the East by making generalized assumptions. It

is evident that classical oriental clichés have had an impact not only on Russian literature but

also on emigré literature. This study aims to expose the