Şehzade Eğitimini Çağdaşlaştırma Teşebbüsleri


KIRPIK C.

BELLETEN, sa.261, ss.575-612, 2007 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2007
  • Dergi Adı: BELLETEN
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.575-612
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Osmanlı Devleti’nde şehzade eğitimi erken tarihlerden itibaren önemsenmiş ve devrine göre ileri düzeyde bir eğitim verilmişti. XVI. yüzyılın sonlarından itibaren Sancağa çıkmanın kaldırılması ve yerine Kafes usulünün getirilmesi, şehzade eğitiminin kalitesini ciddi şekilde düşürdü. Kafes usulü, XIX. yüzyılın başlarından itibaren gevşemeye başladı ve XX. yüzyıla girildiğinde tamamen kaldırıldı. Dolayısıyla şehzadelerin yetişmesinde bariz bir iyileşme görüldü. Bunun en büyük göstergesi sarayda özel bir okulun açılmasıydı. XIX. Yüzyılın sonuna doğru Şehzade İptidaîsi adıyla açılan ve daha sonra Mekteb-i Âli diye anılan okul, ilköğretimden yükseköğretime kadar eğitimin her basamağını içermekteydi. Okulun II. Meşrutiyet döneminde kapatılmasıyla öğrenciler, devlet okullarına devam ettiler. Hatta yurt dışındaki okullara gidenler bile oldu. Çalışmada öncelikle saraydaki okula devam eden II. Abdülhamit’in şehzadelerinin eğitimleri üzerinde durulmaktadır. Eğitime küçük yaşlarda başlayan öğrenciler, 20’li yaşlara kadar bu okula devam ediyorlardı. Burada takip edilen müfredat, devlet okullarıyla benzerlikler gösteriyordu. Müfredatı modernleştirme çabası içine girilmişse de geleneksel eğitimin ağırlığı devam etmişti. Öğrencilerin başarıları, çeşitli şekillerde ayda bir yapılan sınavlarla değerlendiriliyordu. Sınavlar dersi veren öğretmenler tarafından yapılıyor ve oluşturulan çizelgeler padişaha sunuluyordu. Karne mahiyetindeki bu evraklar vasıtasıyla öğrencilerin gelişim seviyesi padişah tarafından kolaylıkla takip edilebilmekteydi. Şehzadelere ders veren öğretmenlerin öncelikle güvenilir ve işin ehli olmasına dikkat edilmekte, böyle olduğuna inanılan yabancılar da hoca olarak atanabilmekteydi. Daha çok II. Abdülhamit’in çocuklarına hizmet veren okula devam edemeyen şehzadeler, nispeten kaliteli bir eğitimden mahrum kaldılar.