Research Information System
30. ULUSLARARASI TÜRK PEDODONTİ DERNEĞİ KONGRESİ, Antalya, Turkey, 17 - 20 October 2024, vol.1, no.45, pp.336-337
Travma sonucu avülse olan genç daimi santral dişin tedavisi ve klinik takibi
GİRİŞ
Dişin alveol soketinden tamamen çıkmasına avülsiyon denilmektedir. Avülsiyon genellikle periodonsiyumun çok esnek olduğu genç bireylerde görülmektedir. Avülsiyona uğrayan dişlerin tedavisi sonrası prognozu hastanın yaşına, dişin ağız dışında kaldığı ortam ve süresi gibi çeşitli faktörlerden etkilenmektedir.
OLGU SUNUMU
Bisiklet kazası sonrası 11 numaralı dişi avülse, 12 numaralı dişi ekstrüze olan 10 yaşında erkek hasta kliniğimize başvurmuştur. Hasta avülse dişi 8 saat sonra kuru şekilde karton bardak içerisinde getirmiştir. Avülse olan diş öncelikle serum fizyolojik içerisine konulmuştur. Bu süreçte hastadan anamnez ve radyografik film alınmıştır . Lokal anestezi yapılarak soket ve diğer dişler serum fizyolojikle yıkanmıştır. Ağız dışında avülse dişe giriş kavitesi açılıp MTA ile doldurulup film alınmıştır. 11 ve 12 numaralı diş hafif parmak basıncı ile replante edilip yarı esnek splint ile sabitlenmiştir. Hastaya oral hijyen eğitimi verilip klorheksidin glukonat ve penisilin türevi antibiyotik reçete edilmiştir. Splint 2. hafta kontrolünde çıkarılmıştır . Kontroller 2. Haftada, 4. Haftada 3-6. Aylarda ve 1. yılda yapılmıştır. Kontrol seanslarında replante edilen dişte inflamatuar kök rezorpsiyonuyla uyumlu rezorpsiyon alanları görülmüştür. 1 yıllık takip sonucunda klinik semptom vermeyen hastanın 11 numaralı dişinde MTA renklenmesi görülmüştür.
SONUÇ
Gecikmiş ve elverişsiz koşullarda getirilen replantasyonun uzun vadedeki prognozu zayıf olarak görülmektedir. Bu tür vakalarda istenen sonuç alveoler kemik kaybını önlemek, geçici olarak estetiği sağlamaktır. Vakamızda eksternal rezorpsiyon alanı 1 yıl sonunda sınırlı kalmış ve klinik olarak semptom görülmemiş sadece 11 numaralı dişte MTA renklenmesi görülmüştür. Erken müdahale ve uygun tedavi protokolleri, travma sonrası diş kaybının etkilerini azaltmada kritik öneme sahiptir.