HOHENBUEHELIA PETALOIDES (BULL.) SCHULZER TÜRÜNÜN METANOL EKSTRAKTININ ANTİMİKROBİYAL VE ANTİOKSİDAN AKTİVİTELERİNİN BELİRLENMESİ


Creative Commons License

Jassam K. A., Halıcı M. G., Güllü M.

10TH AZERBAIJAN CONGRESS ON LIFE, ENGINEERING,MATHEMATICAL, AND APPLIED SCIENCES CONGRESS, Baku, Azerbaycan, 13 - 15 Mart 2025, ss.28-35, (Tam Metin Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Baku
  • Basıldığı Ülke: Azerbaycan
  • Sayfa Sayıları: ss.28-35
  • Açık Arşiv Koleksiyonu: AVESİS Açık Erişim Koleksiyonu
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mantarlar, klorofil içermeyen ve hücre duvarları kitin ve selülozdan oluşan ökaryotik organizmalar grubudur. Ekosistemde organik maddelerin parçalanarak bileşenlerine ayrıştırılması ve doğal dengenin korunmasında önemli bir rol oynayan mantarlar, aynı zamanda insan sağlığı açısından da büyük öneme sahiptir. Mantarlar dünya çapında yaygın olarak bulunmakta olup, bazı türleri biyoaktif bileşikler içermekte ve çeşitli hastalıklara karşı tıbbi özellikler göstermektedir. Bu çalışmada, bir makromantar türü olan Hohenbuehelia petaloides (Bull.) Schulzer incelenmiştir. Çalışmanın amacı, Hohenbuehelia petaloides’ten elde edilen metanol ekstraktının potansiyel antimikrobiyal ve antioksidan özelliklerini araştırmaktır. Ekstraktın çeşitli patojen mikroorganizmaların büyümesi üzerindeki etkisi, dilüsyon yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen sonuçlar, ekstraktın Gram pozitif mikroorganizmalara karşı belirgin bir antimikrobiyal aktivite gösterdiğini, Gram negatif mikroorganizmalara karşı ise daha sınırlı bir etki sergilediğini ortaya koymuştur. Çalışmanın diğer bölümünde, Hohenbuehelia petaloides ekstraktlarının serbest radikal süpürücü aktiviteleri DPPH yöntemi ile belirlenmiştir. Serbest radikal konsantrasyonları, sentetik antioksidan BHT kullanılarak hazırlanmış ve sonuçlar, sentetik antioksidan BHT’nin yüzde inhibisyon değerleri ile karşılaştırılarak ifade edilmiştir. Konsantrasyon arttıkça serbest radikal süpürücü aktivitede artış gözlemlenmiştir. Ancak, elde edilen bulguların doğrulanması ve tıbbi ve biyoteknolojik alanlardaki olası uygulamalarının araştırılması için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Başarılı olması halinde, bu doğal kaynaklar antimikrobiyal ilaçların geliştirilmesi ve genetik manipülasyon için yeni araçlar sağlama potansiyeline sahip olabilir.