ICAFVP 4th INTERNATIONAL CONFERENCE ON AGRICULTURE, FOOD, VETERINARY AND PHARMACY SCIENCES, İzmir, Türkiye, 13 - 15 Eylül 2024, ss.2-7
Japon bıldırcını (Coturnix japonica), hem yumurta hem de et üretimi için önemli bir tarım ürünüdür. Küçük vücut yapıları, düşük bakım maliyetleri ve yüksek yumurta üretkenlikleri nedeniyle hem araştırma hem de ticari üretim için tercih edilirler. Toksin bağlayıcılar, zararlı bileşiklerin neden olduğu sağlık sorunlarını önlemek amacıyla kullanılması nedeniyle hayvan beslemesinde önemli bir rol oynamaktadır. Hayvan yemlerinin mikotoksinlerle kontaminasyonu, dünya genelinde çiftlik hayvanlarının sağlığını ve üretkenliğini olumsuz etkileyen yaygın bir sorundur.
Çalışmada hayvan materyali olarak 45 günlük yaşta 50 adet (n=10) yumurtacı bıldırcın kullanılmıştır. Hayvanlar deneme başında tartılacak ve canlı ağırlık farklılıkları minimum olacak şekilde gruplara dağıtılmıştır. Bıldırcınlar, rasyona katkı yapılmayan kontrol ve farklı toksin bağlayıcıların (AGRO (bitkisel toksin bağlayıcı 1g/kg), MYA (maya, 1 g/kg), MYK (maya+kil 1g/kg) ve HSCAS (Hidrate sodyum kalsiyum aluminosilikat, 1 g/kg)) ilave edildiği rasyonla 8 hafta boyunca beslenmiştir. Her hafta boyunca yumurta ağırlıkları ölçülmüş ve gruplar arasındaki farklılıklar değerlendirilmiştir. Gruplar arasında yumurta ağırlığı bakımından istatistiksel olarak farklılık olup olmadığı tek yönlü varyans analizi yapılmıştır.
Elde edilen veriler, farklı toksin bağlayıcıların yumurta ağırlığı üzerinde belirgin bir etkisinin olmadığını göstermiştir. Gruplar arasında haftalar boyunca gözlemlenen yumurta ağırlığı değişimleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (P>0.05). Örneğin, MYA grubunda sekizinci hafta sonunda en yüksek yumurta ağırlığı (1364 g) elde edilmiş olmasına rağmen, bu artış diğer gruplardan istatistiksel olarak farklılık göstermemiştir.
Sonuç olarak, rasyona eklenen toksin bağlayıcıların yumurta ağırlığı üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olmadığı belirlenmiştir. Bu durum, bu bağlayıcıların yumurta ağırlığı üzerindeki etkilerinin sınırlı olduğunu veya etkili olabilmeleri için daha uzun süreli ve farklı koşullarda değerlendirilmesi gerektiğini düşündürmektedir.