Prof. Dr. Mehmet Arslan'a Armağan , İbrahim Delice,Mehtap Erdoğan Taş,Hakan Yekbaş, Editör, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas, ss.49-51, 2019
Yaklaşık 30 yıllık hukukumuz ve dostluğumuz bulunan kıymetli Hocam Prof.
Dr. Mehmet Arslan’la yüz yüze ilk karşılaşmamız, ardından gelen güzel
tanışıklığımız, hatırımda kaldığı kadarıyla Kayseri’de 28 Mayıs-3 Haziran 1990 tarihlerinde
gerçekleştirilen “I. Milletlerarası Büyük
Azerbaycan Kongresi” vesilesi ile olmuştu. O yıl, fakir, Erciyes
Üniversitesi Rektörlük Türk Dili Bölümü okutmanı olarak görev yaparken Mehmet
Arslan Hocam ise Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü araştırma görevlisi kadrosunda bulunuyordu. Sonradan
anladığıma göre her ikimiz de görev yaptığımız üniversitelerin hâricinde, başka
üniversitelerde doktora yapıyorduk. Aramızda
10-15 yaş farkı olduğunu tahmin ettiğim Mehmet Hocam, Kayseri’deki ilk karşılaşmamızda
sâkin duruşu, nâzik ifadeleri, kelimeleri seçerek ve yerli yerinde
kullanmasıyla bilhassa dikkatimi çekmişti. İyi bir eğitim aldığı, çok kitap
okuduğu, her cümlesinden açıkça anlaşılıyordu. Çevresinde kitap kurdu olarak
tanınan benim gibi biri için çok önemli bir vasıftı bu tabiî ki... Programın
son günündeki Kapadokya gezisine kadar süren bu beraberlik ile dostluğumuz iyice
pekişti. Azerbaycanlı bir kardeşimize âit turistik tesisteki yarım gün kadar
süren misafirlik boyunca edebî ve ilmî mevzular üzerinde epeyce sohbet
ettiğimizi hatırlıyorum. Kendimce, o gün, kibar ve zarif bir akademisyenin
insanı bağlayan doyurucu konuşmalarından olabildiğince nasiplendim.
Yaklaşık 30 yıllık hukukumuz ve dostluğumuz bulunan kıymetli Hocam Prof.
Dr. Mehmet Arslan’la yüz yüze ilk karşılaşmamız, ardından gelen güzel
tanışıklığımız, hatırımda kaldığı kadarıyla Kayseri’de 28 Mayıs-3 Haziran 1990 tarihlerinde
gerçekleştirilen “I. Milletlerarası Büyük
Azerbaycan Kongresi” vesilesi ile olmuştu. O yıl, fakir, Erciyes
Üniversitesi Rektörlük Türk Dili Bölümü okutmanı olarak görev yaparken Mehmet
Arslan Hocam ise Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve
Edebiyatı Bölümü araştırma görevlisi kadrosunda bulunuyordu. Sonradan
anladığıma göre her ikimiz de görev yaptığımız üniversitelerin hâricinde, başka
üniversitelerde doktora yapıyorduk. Aramızda
10-15 yaş farkı olduğunu tahmin ettiğim Mehmet Hocam, Kayseri’deki ilk karşılaşmamızda
sâkin duruşu, nâzik ifadeleri, kelimeleri seçerek ve yerli yerinde
kullanmasıyla bilhassa dikkatimi çekmişti. İyi bir eğitim aldığı, çok kitap
okuduğu, her cümlesinden açıkça anlaşılıyordu. Çevresinde kitap kurdu olarak
tanınan benim gibi biri için çok önemli bir vasıftı bu tabiî ki... Programın
son günündeki Kapadokya gezisine kadar süren bu beraberlik ile dostluğumuz iyice
pekişti. Azerbaycanlı bir kardeşimize âit turistik tesisteki yarım gün kadar
süren misafirlik boyunca edebî ve ilmî mevzular üzerinde epeyce sohbet
ettiğimizi hatırlıyorum. Kendimce, o gün, kibar ve zarif bir akademisyenin
insanı bağlayan doyurucu konuşmalarından olabildiğince nasiplendim.