Bir Manipülasyon ve Motivasyon Alanı Olarak Kentsel Ortam [Milieu]


Creative Commons License

Ovacık Çoruh D.

İdealkent, cilt.10, sa.28, ss.1097-1129, 2019 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 10 Sayı: 28
  • Basım Tarihi: 2019
  • Dergi Adı: İdealkent
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.1097-1129
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Mekâna ilişkin modern bir bilgi alanı ve pratikler bütünü olarak mimarlık kendi üretim alanını biçimlendiren bir disiplin olmanın ötesinde, öznel deneyimi belirlemeye yönelik normatif sınırla- rın üretimine katılır. Öte yandan mimarlık bir tasarım pratiğidir ki bu sınırlara karşı, yeni bir deneyim arayışı anlamında eleştirel eğilimleri üretmek durumundadır. Ancak mimarlığın eleştirel pozisyonu modern kapitalist kentle ilişkisi bağlamında tartışmalıdır. Bu anlamda güncel koşulla- rın devamı; ama aynı zamanda tasarım pratiklerinin olanağından ayrılmayan bir mekân kavrayışı mümkün müdür? İnsan ve yaşam çevresinin bağlılaşık ilişkisinde temellenen ‘ortam’, bu soru bağlamında çalışmayı yapılandıran yöntemsel bir araçtır. Çalışma özelinde ortam, bilim ve felsefi tarihinde özel bir içeriğsahip olan milieu kavramından türetilmektedir. Canguilhem, Foucault, Deleuze ve Guattari’nin metinlerine dayanan milieu, Foucault’nun modern özneleşme perspekti- fiyle bir arada ele alınarak ortama genişletilmektedir.

Çalışmada özne-nesne ayrımından değerler ve pratiklere hareket eden ortam aracılığıyla, mekânsal pratiklerin stratejik etkileri sorunsallaştırılırken; tasarım pratiği yeni bir deneyimin üretim olanağı olarak ortaya konulmaktadır. Böylece kentsel ortam, özel tarihsel koşullarda nes- neleşme ve özneleş[tir]menin gerçekleştiği mekândır; ancak bu belirlenim bir kabul değildir. Performatif bir araç olarak ortam [medium], stratejik değer kategorilerinden, içinde bulundu- ğumuz şeyi; kenti ‘çoğaltarak’ sıyrılır. Böylece ‘gerçek olan’ normatif sınırlara karşı yeniden- üretilebilir ki tarihsel sınırlar aşılabilir.

In this study, the concept of milieu is understood as space that is based on the correlative rela- tionship between human and the environment. In this context, the aim of the study is to assess the strategic effects of spatial practices in the process of defining the historical boundaries of subjective experience, and to demonstrate how the architectural design practices create new subjective experience opportunities against these boundaries. The milieu is constituted as a conceptual medium that configures this problematization process. In this study, the framework that the texts by Canguilhem, Foucault and Deleuze & Guattari provide to describe the concept of milieu were investigated together with the perspective of modernity, which Foucault defined as the ‘subjectification’ process.

In this regard, the city is considered as a space where possible problematization, objectification and subjectification are realized in unique historical conditions. However, this determination is not an acceptance; on the contrary, it can be reproduced in milieu design practices where historical boundaries can be transcended. Thus, the ‘reality’ can be reproduced against the nor- mative boundaries, since milieu is the medium for new and different configurations.