ULUSLARARASI ERCİYES BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR KONGRESİ , Kayseri, Türkiye, 26 - 28 Nisan 2019, ss.12-13
Günümüzde
birçok sentetik ilacın yan etki ve etkileşimlerinden dolayı çeşitli
hastalıkların tedavisinde kullanımında zorlukların olduğu bilinmektedir. Uygulama
alanının genişliği, terapötik etkinliği ve düşük toksisitesi ile bitkisel
ilaçlar dikkat çekmekte ve üzerinde yapılan çalışmalar hızlanmaktadır. Asteraceae
familyası bitkiler aleminin antikanser, antibakteriyel, antienflamatuvar gibi
çeşitli biyolojik aktivitelere sahip bileşikleri içeren familyası olup
familyaya dahil olan yaklaşık 291 türün halk arasında çeşitli hastalıkların
tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir Bu çalışmada Cousinia cinsinin Cynaroidae Bunge. seksiyonuna dahil olan Cousinia aintabesis Boiss. &
Hausskn. türünün seçilme nedeni bu bitkinin şimdiye kadar α-amilaz inhibitör
etkisinin ve içerik analizinin incelenmemiş olmasıdır.
Cousinia
aintabesis iki
veya çok yıllık otsu bir bitki olup yaprakları her iki yüzeyde araknoid ve
dikenli, çiçekleri pembe renklidir. Çalışmada kullanılmak üzere bitkinin toprak üstü kısmı 27.07.2015
tarihinde Konya Hadim-Bozkır arası, 1780 m yükseklikten toplanmıştır. Bitkiye
ait örnekler, Selçuk Üniversitesi, Fen Fakültesi Herbaryumu’nda (KNYA 26907) saklanmaktadır.
Bu çalışma kapsamında C. aintabesis türünün α-amilaz inhibitör etkisinin belirlenmesi
amacıyla bitkinin yerüstü kısımlarından maserasyon yöntemiyle metanol ekstresi
ve partisyonla hekzan, etilasetat, n-butanol
ve su alt ekstreleri hazırlanarak α-amilaz
inhibitör etkisi tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde
bitkiden hazırlanan metanol ve etil asetat ekstrelerinin 1,163±0,015 ve
1,010±0,010 µg/ml IC50 değeri ile diğer ekstrelere göre daha yüksek
etki gösterdikleri bulunmuştur. Bu çalışmanın sonuçları ile Cousinia aintabensis metanol ve etil
asetat ekstrelerinin etkili α-amilaz inhibitör etkiye sahip olduğu ilk kez
kanıtlanmakla birlikte bu sonuç, bu ekstrelerin postprandiyal glikoz
düzeylerini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Ayrıca metanol ekstresi
ve alt ekstreler LC-MS/MS ile kimyasal içerik açısından incelenmiş daha çok
kafeik asit ve kinik asit türevleri içerdiği bulunmuş ve ekstreler arasında
belirgin bir farklılık görülmemekle birlikte yalnızca madde miktarlarında
farklılık olduğu tespit edilmiştir.