Balık sakatatları ve karkaslarında Escherichia coli serotipleri, biyofilm, virülans ve antibiyotik direnç profilleri


Hızlısoy H., Barel M., Köşkeroğlu K., Dışhan A., Özkaya Y., Al S., ...Daha Fazla

XVI. Uluslararası Katılımlı Veteriner Hekimleri Mikrobiyoloji Kongresi KoruMar Ephesus Beach and Spa Resort Otel, İzmir, Türkiye, 25 - 28 Ekim 2024, ss.62-63

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.62-63
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Balık, antik çağlardan beri dünya genelinde insanların günlük gıda ihtiyaçlarının büyük kısmını oluşturmuştur. Balık ve su ürünlerinde birçok mikroorganizma bulunabilmektedir. Patojenik E. coli genellikle çiğ veya az pişmiş et, pastörize edilmemiş meyve suları, süt, süt ürünleri ve kirlenmiş çiğ sebzeler yoluyla insanlara bulaşır. E. coli suşları hem sağlıklı hem de bağışıklık sistemi baskılanmış bireylerde gastroenterit ve bağırsak dışı enfeksiyonlara neden olabilmektedir.

Amaç: Bu çalışmada, balık karkas ve sakatatlarında bulunması muhtemel patojen E. coli'nin tanımlanması, antibiyotik direnç profilleri, virülans faktörleri ve biyofilm özelliklerinin ortaya konulması, izolatlar arasındaki genetik homolojiye ilişkin veri sağlanarak oluşabilecek halk sağlığı risklerinin belirlenmesi ve gerekli önlemlerin alınması için temel bilgilerin sağlanması amaçlanmıştır.

Yöntem: Çalışmada, 2023 yılı Ağustos-Aralık ayları arasında 20 haftalık bir süre zarfında Kayseri İl merkezindeki balık pazarlarından rastgele seçilen beş adet olmak üzere toplam 100 balık örneği kullanıldı. Örneklemeden önce, balığın derisi %72 etil alkol ile steril hale getirildi. Kas dokusundan ve sakatat örneklerinden (kalp, böbrek, dalak, karaciğer ve bağırsaklar) olmak üzere toplam altı örnek steril bir neşter ve forseps kullanılarak alındı. Örneklerden E. coli'nin izolasyonu ve identifikasyonu konvansiyonel yöntemlerle yapıldı. Daha sonra moleküler yöntemlerle E. coli serotipleri belirlendi. Serotiplerin antibiyotik duyarlılıklarını belirlemek için disk difüzyon testi kullanıldı. İzolatların biyofilm özelliklerini belirlemek için Kongo red agar yöntemi ve mikrotitre plaka yönteminden yararlanıldı. Virülans, antibiyotik direnci ve biyofilmle ilişkili genlerin tespiti için moleküler yöntemlerden faydalanıldı. E. coli izolatlarının tiplendirilmesi Enterobakteriyel Tekrarlayan Genlerarası Konsensüs (ERIC)-PCR ile yapıldı. E. coli izolatlarının konfirmasyonu için 16S rRNA PCR primerleri kullanılarak dizileme yöntemi kullanıldı. Balık sakatatından (karaciğer) elde edilen EC12 örneği (Escherichia coli EC12 izolatı), çeşitli virülans geni ve antibiyotik direnç profiline sahip olduğu için tüm genom dizisi (WGS) analizi için seçildi.

Bulgular: Çalışmada fenotipik testler kullanılarak 100 örneğin 90'ında (%90) E. coli izole edildi. Ancak bu izolatların sadece 70/90'ı (%77) trpA geninin saptanmasıyla E. coli olarak doğrulandı. Serotipleme sonuçlarına göre 5 (%7.1) adet E. coli O26, bir (%1.4) E. coli O111 ve bir (%1.4) E. coli O45 bulundu. Bununla birlikte, 8 (%11.4) adet E. coli O-H8 bulundu. Disk difüzyon testi sonuçlarına göre ampisilin direnci 12/70 (%17), tetrasiklin 22/70 (%31), eritromisin 29/70 (%41), gentamisin 36/70 (%51) ve enrofloksasin ise 28/70 (%40) olarak bulundu. Ayrıca izolatlar 26/70 (%37.1) oranında çoklu ilaç direnci gösterdi. İzolatlar biyofilm oluşturma deneylerinde zayıf, orta ve güçlü biyofilm pozitifliği ortaya koydu. Stx2 virülans geninin E. coli izolatlarının 14/70'inde (%20) pozitif olduğu ve hlyA'nın izolatların 1/70'inde (%1,4) pozitif olduğu bulundu. Antibiyotik direnç genlerinin moleküler tespitinde, E. coli izolatlarının 42'sinde (%60) geniş spektrumlu beta-laktamaz üretiminden sorumlu genler bulundu. Ayrıca, 70 adet E. coli izolatının 9'unda (%12.8) biyofilm ilişkili genler bulundu. Eric-PCR ile tiplendirmede izolatların birbirinden farklı oldukları ortaya kondu.

Tartışma ve Sonuç: Artan nüfus, gıda talebini de artırırken mevcut üretim yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, araştırmacılar alternatif gıda kaynakları arayışında olup, balık sakatatı bu seçenekler arasında öne çıkarılabilecek bir potansiyele sahiptir. Bu nedenle çalışmamız, halk sağlığı ve beslenmesi açısından önem arz etmektedir.