Onsekizmart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt.1, sa.10, ss.143-153, 2017 (Hakemli Dergi)
Özet
Cürcânî'nin belâgat ilmine dair telif etmiş olduğu Teftâzânî'nin elMutavvel'ine yazdığı hâşiye ile Sekkâkî’nin Miftâhu'l-‘Ulûm'unun belâgat
kısmına yazdığı şerhi el-Misbâh, asırlarca Şark İslâm dünyasında edebiyat
anlayışının temel kitapları olarak okutula gelmiştir. Arap dili ve belâgatı
üzerine yirmiden fazla çalışması olan bir ilim adamının Arapçadan ve dil
zevkinden nasibini almaması söz konusu olamaz. Hâşiye ale'l-Mutavvel
adındaki eserinde, lafzî delâletin tarifi konusunda Teftâzânî'ye yönelttiği
itirazlar, Hâce Zâde ile Ali Kuşçu arasında tartışma konusu olur. Ali Kuşçu
Teftâzânî'nin görüşünün doğru olduğunu iddia eder. Bunun üzerine Hâce
Zâde, «Evet, ben de senin gibi düşünüyordum. Ancak konuyu araştırınca
Seyyid Şerîf'in haklı olduğunu anladım ve bunu kitabımın kenarına yazdım»
der. Sonra hizmetçilerine emreder, kitabı getirirler, araştırmalarını Ali
Kuşçu'ya gösterir, o da beğenir ve çok memnun olur. Hâce Zâde ile Ali Kuşçu
arasında geçen bu konuşma, dikkatli ve insaflı bir araştırma yapıldığında,
Seyyid Şerîf Cürcânî'nin görüşlerinin doğruluğunun ortaya koymaktadır.
Anahtar kelimeler: es-Seyyid eş-Şerîf el-Cürcânî, el-Misbâh fî Şerhi'lMiftâh Ebû Ya‘kûb es-Sekkâkî, Miftâhu'l-‘Ulûm, Belagat