4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Kapsamında Zorla Yatırma ve Tedavinin Uygulanabilirliği Sorunu


Creative Commons License

Günday H. M.

8. Uluslararası Hukuk Sempozyumu (Asos Congress), İstanbul, Türkiye, 15 - 17 Temmuz 2022, cilt.1, ss.6-7

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.6-7
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Hukuk öğreti ve uygulaması ile klinik ve etik uygulamada sağlık hukuku alanına ilişkin en tartışmalı konulardan biri zorla yatırma ve tedavidir. Zira kişinin rızası hilafına bir sağlık kuruluşuna yatırılması ve kişiye tıbbî müdahalede bulunulması kişinin temel hak ve özgürlüklerine müdahale anlamı taşımaktadır. Zorla yatırma ve tedavide kişi özgürlüğüne yönelik iki farklı müdahale söz konusudur. Bunlardan birincisi olan zorla yatırmada, kişinin kendi ve toplum menfaatini korumak amacıyla bir sağlık kuruluşuna yatırılması ve orada tutulması söz konusudur. İkinci olarak zorla tedavi ise kişiye onun veyahut da kanunî temsilcisinin rızası hilafına tıbbî müdahalede bulunulmasını ifade eder. Dolayısıyla bir kimsenin zorla yatırılması aynı zamanda zorla tedavi edilebileceği anlamına gelmemektedir. Bu durum, zorla tedavisine başlanılan bir kimsenin de aynı şekilde her zaman zorla yatırılamayacağını ifade eder. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu md. 432 vd.’de yer alan hükümler kişinin koruma amacıyla özgürlüğünün kısıtlanmasını düzenlemektedir. Türk Medeni Kanunu md. 432’ye göre ergin bir kimse; akıl hastalığı, akıl zayıflığı veya uyuşturucu madde bağımlılığı, ağır tehlike arz eden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden dolayı topluk için tehlike oluşturması halinde tedavisi, eğitimi ya da ıslahı için elverişli bir kuruma yatırılabilmektedir. Bununla birlikte, Türk Medeni Kanunu md. 433 vd.’de yer alan hükümlerde ise yetki, itiraz ve itirazın usulü gibi daha ziyade şekle ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Türk Hukukunda ergin bir kimsenin, Türk Medeni Kanunu md. 432 vd.’de yer alan hükümler göz önüne alındığında, yalnızca zorla yatırılması mümkün gözükmektedir. Kişi özgürlüğünün zorla yatırılarak sınırlandırılması ise yalnızca tehlikelilik ölçütü kapsamında mümkündür. Başka bir deyişle, tedavi amacıyla zorla yatırma en azından Türk Medeni Kanunu md. 432 hükmünün kapsamında yer almamaktadır. Son olarak, zorla yatırılan kimsenin aynı zamanda zorla tedavisinin de yapılıp yapılamayacağı meselesi tartışmalı olan bir diğer sorundur. Bunun sebebi, Türk Medeni Kanunu md. 432 hükmündeki lafzın zorla tedaviye imkân vermiyor oluşudur.

One of the most controversial issues in the field of health law regarding legal doctrine and legal, clinical and ethical practice is involuntary admission and treatment. This is because being admitted to a health institution and being subject to medical intervention against the consent of the person means an intervention in the fundamental rights and freedoms of the person. There are two different interventions for personal freedom in involuntary admission and treatment. In the first of these, involuntary admission, the person is admitted in a health institution and kept there in order to protect his own and society's interests. Secondly, involuntary treatment refers to medical intervention against the person's consent or the consent of his/her legal representative. Therefore, involuntary admission does not mean that a person can be treated forcibly. This means that a person who is involuntarily treated cannot be forced to be admitted in the same way. The provisions in 432 and hereunder of Turkish Civil Code No. 4721 regulate the restriction of a person's freedom for the purpose of protection. According to Turkish Civil Code art. 432, an adult may be admitted to an institution suitable for treatment, education or rehabilitation if he poses a danger to the community due to mental illness, mental weakness or drug addiction, serious contagious disease or vagrancy. However, in the provisions of 433 and hereunder of Turkish Civil Code, more formal regulations such as authorization, objection and objection procedure are included. In Turkish Law, considering the provisions in 432 and hereunder of Turkish Civil Code, it seems only possible for an adult to be admitted involuntary. Restricting the freedom of the person involuntary is also possible only within the scope of the threat criterion. In other words, involuntary admission within the scope of the treatment is not included in the scope of provision 432 of Turkish Civil Code. Finally, the issue of whether the involuntary treatment can also be performed on the person who has been admitted is another controversial issue. The reason for this is that the wording of the provision 432 of Turkish Civil Code does not allow involuntary treatment.