“FETHİNİN 450. YILINDA KIBRIS” ULUSLARARASI SEMPOZYUMU, Lefkoşa, Kıbrıs (Kktc), 2 - 03 Ağustos 2021, ss.89-101
Kıbrıs adasının 1571 yılında Osmanlı devleti tarafından fethedilmesini
takip eden süreçte, adaya, Anadolu’dan on binlerce Türk’ün yerleştirildiği Osmanlı
arşiv belgelerinde kayıtlıdır. Adaya yerleştirilen bu nüfusla birlikte, az daha
olsa fetih öncesinde adada bulundukları artık bilimlik bir gerçek olan Türk
nüfus, günümüz Kıbrıs Türk toplumunun nüvesini teşkil etmektedir. Her ne kadar
Kyrris ve Papadapoullos gibi bazı Rum tarihçiler, adadaki Türk nüfusunun
atalarının büyük bir kısmının fetihten hemen sonra ihtida eden Latinlerden
teşekkül ettiğini iddia etseler de tarihî kayıtlar bunu doğrulamamaktadır.
Bilakis, tarihî kayıtlar, fetih esnasında ve sonrasında ihtida eden hem Latin
hem de Ortodoks Hristiyanların sayısının çok cüzi miktarda olduğunu ortaya
koymaktadır. Diğer taraftan tarihî kayıtların ortaya koyduğu üzerinde pek fazla
durulmayan bir başka gerçek, birtakım Kıbrıs Türklerinin gerek Osmanlı
döneminde gerekse İngiliz döneminde din değiştirerek Hristiyanlığa geçtiğidir.
Aslına bakılacak olursa irtidat veya tanassur olayları, Kıbrıs’ta Osmanlı hâkimiyeti
öncesine uzana çok uzun bir geçmişe sahiptir. Lüzinyan (1192-1489) ve Venedik
(1489-1571) dönemlerinde adada tanassur etmiş Türk ve diğer Müslümanların
bulunduğuna dair kayıtlar mevcuttur. Hatta adaya düzenlenen Memluk akınları
esnasında, bu şahısların mürtetlik suçlaması ile idam edilmekten korktukları
için dağlara sığındıklarına dair kayıtlar, Makhairas Kroniği gibi birincil
kaynaklarda mevcuttur. Adanın Osmanlı hâkimiyetine geçmesi, bu süreci
durdurmuştur. Ancak Osmanlı yönetiminin sonlarına doğru ve İngiliz devrinde,
adadaki Türk yetkililer ile İstanbul’daki Osmanlı idarecileri arasında yapılan
yazışmalar, bilhassa kırsal kesimde Türkler arasında Hristiyanlaşmanın artığını
göstermektedir. Bu Hristiyanlaşmanın gerçekleştiği köyler, Osmanlı arşivinde
muhafaza edilen belgelerde ayrıntılı bir şekilde listelenmektedir. Bu
bildirinin amacı bu belgeler ve daha sonra görgü tanıklarının yazdıkları
eserler ışığında Kıbrıs’taki bu toplu tanassur olaylarını irdelemek olacaktır.