COVID-19’DAN NE ÖĞRENDİK? 693 HASTANIN DEMOGRAFİK, KLİNİK VE LABORATUVAR ÖZELLİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLDİĞİ ÇOK MERKEZLİ KESİTSEL ÇALIŞMA


Bülbül N. G., Florentina Ateş M., Atmaca M. M., Selbest B., Eren F., Güler S., ...Daha Fazla

58. Ulusal Nöroloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 18 - 24 Kasım 2022, ss.230-231

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.230-231
  • Erciyes Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Yeni Koronavirüs Hastalığı (COVID-19), ortaya çıktığı günden günümüze gelinceye kadar ülkemizde ve tüm dünyada sosyoekonomik, kültürel ve ekonomik anlamda sarsıcı değişikliklere neden olmuştur. Ortaya çıktığı ilk günlerde tam bir bilinmez iken, zaman içinde COVID-19 ile ilgili bilgi düzeyimiz artmış ve yapılan çalışmalar ivme kazanmıştır. Burada, Türkiye’nin farklı illerinden, toplamda 693 hastanın COVID-19 tanısı aldıkları ilk hafta içinde yapılan anket değerlendirmesi sonucu elde edilen demografik, klinik ve laboratuvar verilerinin retrospektif olarak irdelenmesi, bu sayede hastalığın sağ kalımı ve komorbidite indeksi üzerine etki eden değerlerin ayrıntılı olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamız, çok merkezli ve kesitlsel olacak şekilde tasarlandı. Çalışma etik kurul onayı alınarak 11 merkezden anket aracılığı ile hastalara ulaşılarak bilgileri kaydedildi. Veri toplama süreci Nisan 2020 ve ekim 2020 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Toplamda 693 hastaya, COVID tanısı aldıkları ilk bir hafta içinde değerlendirme yapılmak üzere ulaşılarak; yaş, cinsiyet, medeni durum, BKI, eğitim durumu, nörolojik hastalık öyküsü, yurt dışı temas öyküsü, COVID19’lu bireyle temas öyküsü, ailede COVID’li birey olması, PCR sonucu, toraks BT’de akciğer tutulumu olması; baş ağrısı, baş dönmesi, serebrovasküler hastalık, kranial sinir tutulumu, epilepsi, kas-iskelet sistemi bulguları, dikkat dağınıklığı ve davranış değişikliği, nöropati varlığı, uyku bozukluğu olup olmadığı sorgulanarak kaydedildi. Daha sonra, hastane sistemindeki laboratuvar sonuçları incelenerek beyaz küre, lenfosit, nötrofil, trombosit, crp, kolesterol değerleri, D-Dimer, prokalsitonin, LDH, Ferritin, CK, ALT, AST, BUN, kreatinin, amilaz, lipaz düzeyleri ve komorbidite indeksleri kaydedildi. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 693 hastanın 275’i kadın, 418’i erkekti. Baş ağrısı prevalansı %41.8 (290/693) idi. Baş ağrısı şiddeti, trombosit , prokalsitonin LDH , ferritin BUN , LDL değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunurken; BKİ ,yaş , ailede covid19 lu birey sayısı, covid 19 ile YBÜ yatış günü sayısı , tanıda GKS , beyaz küre, nötrofil, CRP , D-dimer , kreatin kinaz , ALT , kreatin, trigliserit , HDL , kolesterol , amilaz , lenfosit , lipaz , comorbit indeks değişkenleri arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı. Eklem ağrısı prevalansı %46,87 idi (323/689). Ailesinde Covid 19 lu birey bulunanlarda ve Covid 19 ile uyumlu anormal Toraks CT görüntülemesi olanlarda eklem ağrısı görülmesi anlamlı yüksek bulundu(p<0.001). Yine bu hastalarda kas semptomları, kas ağrısı, covid ilişkili nöropati, halsizlik, yürüme güçlüğü anlamlı yüksekti (p<0.001). Beyaz küre, nötrofil, lenfosıt sayıları anlamlı düşük, CRP ve D-dımer değerleri eklem ağrısı olan grupta anlamlı yüksekti. Eklem ağrısı olanlarda Covid-19 hastalık şiddeti, komorbidite indeksi ve yaş ortalaması daha yüksekti ve bu hastalarda komorbid hastalıklar daha yüksek oranda eşlik ediyordu. Covid-19’lu hastalarda nöropati prevalansı %13,08 idi (90/688). Nörolojik hastalık hikayesi (p<0.001), Hipertansiyon(p<0.05), diyabet (p<0.05)ve koroner arter hastalığı (p<0.001) nöropati görülen grupta nöropati, anlamlı yüksek bulundu. Covid 19 ile uyumlu anormal Toraks CT görüntülemesi olanlarda nöropati görülmesi anlamlı yüksek bulundu (p<0.001). Covid-19’lu hastalarda kas ağrısı prevalansı %47,52 (327/688), kas semptomu (kas agrısı+ kas enzım artısı) prevalansı %50,21 idi (348/693). CRP, D-dimer, kreatının kınaz değerleri; kas ağrı ve kas semptomu olan gruplarda anlamlı yüksekti (p<0.05 ). Kas ağrısı ve kas enzim yüksekliği ıle giden Covıd 19 lu hastalarda komorbidite indeksi yüksek saptanmıştı. Covid-19’lu hastalarda iskemik inme prevalansı %2,45 idi (17/693). İskemik inme geçiren hastalarda ağır-kritik Covid-19 hastalığı görülme oranı anlamlı olarak yüksekti (p<0,001). İskemik inmeli hastaların mortalite oranı %29,4 idi. İskemik inme geçiren hastalarda tanıdaki GKS skoru ve en düşük GKS skoru anlamlı olarak daha düşüktü, yoğun bakımda kalış süresi daha uzundu ve komorbidite indeksi daha yüksekti (p<0,001). Beyaz küre ve nötrofil sayıları, LDH, prokalsitonin, LDL, kolesterol, BUN ve kreatinin düzeyleri inmeleri hastalarda anlamlı olarak daha yüksekti. Covid-19’lu hastalar içerisinde nöbet geçirenlerin prevalansı %4,18 (27/645) idi. Nöbet geçiren hastalarda tanıdaki GKS skoru ve en düşük GKS skoru anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla; p<0,001 ve p:0,015). Çalışmamızda tat alma bozukluğu(%33), koku alma bozukluğu (%31), baş dönme (%15), çiğneme ve yutma bozukluğu (%8), konuşma bozukluğu (%5), işitme kaybı (%4), görme kaybı (%3), fasiyal sinir bozukluğu (%1) görülmüştür. Covid19 ilişkili tat alma kaybı, koku alma kaybı, işitme kaybı, baş dönme ile yaş grubu, medeni durum , eğitim durumu , ailede Covid19 lu birey , Covid19 birey teması , Covid19 ilişkili halsizlik , Covid19 ilişkili yürüme güçlüğü , Covid19 ilişkili uyku bozukluğu, Covid19 ilişkili davranış değişikliği, Covid19 ilişkili dikkat dağınıklığı, Covid19 ilişkili anlama güçlüğü, Covid ilişkili nöropati , kas ağrıları , eklem ağrıları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p<0,05). Sonuç: Yaklaşık üç yıldır hayatımızın en önemli gündem maddesi olan pandemi, yediden yetmişyediye tüm bireyleri etkilemiş ve hastalık eski gücünü kaybetse de, bazı etkileri halen devam etmektedir. Çalışmamızda, COVID-19’un ilk haftasındaki klinik ve laboratuvar verilerinin geniş bir popülasyonda değerlendirilmesi ve tüm bu değerlerin hastalığın sağ kalımı ve komorbidite endeksi ile olan ilişkilerinin saptanması hedeflenmiştir. Çıkan sonuçların, ileriki dönemlerde ortaya çıkabilecek COVID uzun dönem etkilerini tahmin etmede de yol gösterici olacağı düşünülmektedir.