UZUN A. (Yürütücü), PINAR H., ŞİMŞEK Ö., YILDIZ E., YAMAN M.
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2020 - 2023
Türkiye, iki gen merkezi (Yakın Doğu
ve Akdeniz) arasında yer alması nedeniyle birçok yabani, çok yıllık otsu ve
odunsu bitki olmak üzere zengin bitki genetik kaynaklarına sahiptir (Ağaoğlu ve
ark., 1997; Ercişli, 2004). Türkiye iklimi, subtropikalden soğuk iklime kadar
farklı ekolojik koşulları barındırması sebebiyle, çok sayıda meyve türünün
yetişmesini mümkün kılmaktadır. Neredeyse tüm yaprak döken meyve türleri, çoğu
subtropikal tür ve bazı tropikal türler dahil 85'ten fazla meyve türü
yetiştirilebilmektedir (Ercişli, 2004). Birçok meyve çeşidinde dünyada söz sahibi
konumunda olan ülkemiz, üretiminde veya ihracatında ilk sıralarda yer
almaktadır. Yüksek miktarda üretimi yapılan majör meyve türleri yanında son
yıllarda, hem üretim çeşitliliği hem de sağlık açısından faydaları dikkate
alınarak bazı minör meyvelere talep artmaktadır. Aronya ve Kara Mürver
bunlardan ikisidir.
Anavatanı
Kuzey Amerika olan aronya (Aronia melanocarpa), üzümsü bir meyve olup
sağlık potansiyeli nedeniyle 1900’lü yılların başlarında Almanya vasıtası ile
Rusya’ya getirilmiş ve yetiştiriciliğine başlanmıştır. 1950’li yıllardan beri Doğu
Avrupa ülkelerinde ticari olarak yetiştirilmektedir. Geniş çaplı üretim 1940’lı
yıllardan bu yana Rusya’da yapılmaktadır. Bugün Doğu Avrupa ve Almanya’da
yaygın olarak yetiştirilmektedir. Aronya Rosaceae familyası, Aronia cinsi içerisinde
yer almaktadır. Bu cins içerisinde Aronia
melanocarpa (Michx) Elliot (Black
chokeberry), Aronia prunifolia
(Marsh) (Purple chokeberry) ve Aronia arbutifolia (L.) Elliot (Red chokeberry)
olmak üzere bilinen üç tür mevcuttur (Snebergrová ve ark. 2014; Poyraz Engin ve
ark. 2016).
Diğer
önemli türlerden birisi de Kara Mürver (Sambucus nigra L. (Caprifoliaceae)’dir.
Kara mürver çalı ya da 4 m boylarında kötü kokulu küçük bir ağaçtır. Kahverengi
dalları lentisellidir, yumuşak ve süngerimsi özleri bulunur. Yapraklar karşılıklı,
yaprakçıklar çift yumurta ya da mızrak şeklinde bazen eliptik, dişli, alt yüzünde
damarlar boyunca tüylü, diğer taraflar tüysüzdür. Bileşimi:
Yaprakları glikozit, sambunigrine, esans, malik ve valerik asitler, karoten, C
vitamini içerir. Meyveleri glikozit, sambunigrine, C vitamini, şeker, asetik,
malik ve tartarik asitler içerir. Çiçekleri ise sambucine, sambunigrine, esans,
tanen ve reçine içerir (Chiej, 1988).
Yapraklar, floem, meyve ve çiçekleri kullanılır. Kan temizleyici,
kabızlığı giderici, ağrı kesici ve idrar söktürücü etkisi vardır. İnfüzyon,
dekoksiyon, şurup, meyve suyu, tentür, sıvı ekstre, lapa, toz, merhem, destile
su ve uçucu yağ halinde kullanılır. Bu bitki özellikle endüstriyel alanda esans
elde etmek için kullanılmaktadır. Besin ve şarap ürünlerine koku verir. Yaprakların
kaynatılması ile etkili bir böcek ilacı elde edilir. Kabuk, yaprak ve kökleri
zehirli alkaloitler içerdikleri için dahilen kullanılmamalıdır (Chiej, 1988). Reçel,
marmelat ve likör yapımı içinde çok uygundur.
Son yıllarda sağlık alanında bazı önemli türlerin ön plana
çıkmasıyla birlikte doğada doğal olarak yetiştirilen bazı türlere olan ilgi
artmaya başlanmış ve hem ticari anlamda hemde hobi anlamında yukarıda bahsedilen
türlerle ilgili talepler oluşmaya başlamıştır. Bu talepleri karşılamak için ise
uygun yöntemlerle üretilmiş fidanlarla ihtiyaç duyulmaktadır. Diğer meyve
türlerinde olduğu gibi Aronia ve Kara mürverde de klonal çoğaltım oldukça
önemlidir. Klonal çoğaltım da ön plana çıkan yöntemlerin başında ise doku
kültürü teknikleri gelmektedir. Aroniada şimdiye kadar doku kültürü tekniği ile
üretim konusunda çok çeşitli çalışmalar olmasına rağmen doku kültüründe
kullnılacak explant kaynağının farklı koşullarda yetiştirilmesi(örtüaltı, açık
alan) ve explant alma zamanı ile ilgili çalışmalar mevcut değildir.
Diğer taraftan Kara mürver bitkisinin doku kültürü üretim
etkinliği ile ilgili çok az çalışmaya rastlanmaktadır. Her iki türün ülkemizde
üretinin yaygınlaştırılması ve ticarete konu olabilmesi için doku kültürü ile
üretim aşamasının rutin hale getirilmesi önem arz etmektedir.
Buradan hareketle bu çalışmada Aranoia ve Kara mürver
bitkilerinde farklı şekillerde yetiştirilen explant kaynaklarının mikro
çoğaltım etkinliğine etkilerinin belirlenmesi ve optimizasyonu ve çelikle
çoğaltma kapasitelerinin ortaya konulması amaçlanmıştır.